Pegasus Yayınları, Anders De La Motte’nin Kaos, Gaily Honeyman’ın Eleanor Oliphant Gayet İyi, Andreas Gruber’in Ölüm Fermanı ve Astrid Lindgren’in Mio, Benim Mio’m kitaplarını okurlarla buluşturuyor.
Kaos (Anders De La Motte)
Nefes kesen [OYUN] serisinin ikinci kitabı
Taşları oynatan sen misin, yoksa sadece bir piyon musun?
Oyun’un yüklü miktardaki hesabını boşalttıktan sonra firar eden HP’ye lüks içindeki yeni hayatı yetmez, eskiden yaşadığı heyecanı özler. Bir yandan da nereye gitse Oyun’un nefesini ensesinde hissediyordur. Bu duygusal karmaşanın arasında bir gün Dubai’de gizemli ve çekici bir kadınla tanışıp onunla bir gece geçirir. Fakat Anna isimli bu kadın kısa bir süre sonra ölünce oklar HP’ye çevrilir.
HP bir komploya maruz kaldığını düşünür ve nedenini araştırmak üzere soluğu İsveç’te alır. Sahte bir kimlikle Anna’nın şirketine başvurur. İnternetteki bilgilerin yönetimiyle ilgilenen ArgosEye’ın bazı şüpheli uygulamaları olduğunu fark eden HP aradığı heyecanı burada bulmaya başlar. Fakat çok geçmeden şirket ve Oyun arasında ciddi bir bağlantı olduğunu keşfeder. Kaos içinde tehlikeli bir araştırmaya koyulur.
Eski sorunlarını geride bırakan Rebecca içinse yenileri çok uzakta değildir. Bir internet forumunda hakkında söylentiler çıkaran kimliği belirsiz bir katılımcının tehditlerine maruz kalıyordur.
Tüm bu yaşananlar büyük bir yapbozun ufak parçalarıdır ve iki kardeş bunları birleştirerek gerçeğe ulaşmak için tehlikeli bir yola girecektir.
“Hız kesmeden şaşırtmaya devam ediyor.” —Sydsvenskan
“Ustalıkla örülmüş olay örgüsüyle son derece heyecanlı bir roman. Nefeslerinizi kesecek ve interneti nasıl kullanmanız gerektiği konusunda gözünüzü açacak.” —Dagens Nyheter
“Bu oyun sınır tanımıyor.” —Men’s Health
“Anders de la Motte çağdaş İsveç polisiye yazarları arasında öne çıkan isimlerden.” —Dagbladet
“Olay örgüsü öyle ustaca ve etkileyici bir şekilde kurgulanmış ki son sayfaya kadar soluk soluğa okuyorsunuz.” —Politiken
“Gerilim ve merak duygusu durmaksızın artıyor.” —Boras Tidning
“İkili olay örgüsü topu birbirine attıkça bir bilgi teknolojileri güvenlik danışmanı olan yazar sosyal medyanın el altından kurumsal manipülasyonlara nasıl maruz kaldığını içeriden bir bakış açısıyla yansıtıyor ve bu çarpıcı, sanrısal yolculuğun hızını en üste çıkarıyor.” —Publishers Weekly
“Bu hikâye de en az ilk kitap kadar heyecan verici ve hatta daha akıcı. Üçüncü kitabı sabırsızlıkla bekleyeceğiniz kesin.” —Booklist
“Oyun üçlemesi günümüzün en başarılı macera romanları arasındaki yerini korumaya devam ediyor.” —The Novel Pursuit
“Uluslararası başarıyı yakalamak için yazılmış bir kitap.” —Chi
“Kaçırmamanız gereken bir üçleme.” —Dagens Nyheter
“Günümüz siber âleminde geçen, son derece eğlenceli ve merak uyandırıcı bir entrika.” —Kristianstadsbladet
“Muhteşem bir devam kitabı. İlk kitaptan bile daha iyi!” —Deckarhuset.se
“Anders de la Motte okumaktan keyif alacağınız, ziyadesiyle inandırıcı bir hikâye sunuyor. Kaos’un, ilk kitabın yükselttiği beklentileri karşılayacağı kesin.” —Skånska Dagbladet
“Okumaya başlar başlamaz kendinizi kaptıracak, son sayfaya nasıl geldiğinizi anlamayacaksınız… İskandinav gerilim romanları hayranları Anders de la Motte’nin Oyun üçlemesini kesinlikle kaçırmamalı.” —CJP.be
“Yaratıcı, akıcı ve nefes kesici bir gerilim romanı. Güçlü bir anlatımı var.” —Leestafel.info
“Anders de la Motte tedirgin edici derecede inandırıcı ve aynı zamanda bir oturuşta bitirebileceğiniz kadar ilgi çekici bir hikâye sunuyor. İsveç Polisiye Yazarları Akademisi’nden İlk Kitap Ödülü kazanan Oyun’un ardından gelen Kaos beklentileri boşa çıkarmayacak. Bir gerilim romanı olmasının hakkını vermiş.” —Skånska Dagbladet
“Kaliteli bir roman ve yazar bir kez daha modern siber gerçeklikte ilgi çekici bir hikâye yaratıyor. İlk sayfadan son sayfaya, ilk romanın akıcılığından hiçbir şey kaybetmemiş.” —Kristianstadsbladet
“Anders de la Motte iyi kurgulanmış, merak uyandırıcı ve hepsinin ötesinde orijinal bir romanla okurları bir kez daha hayretler içinde bırakıyor. Kitabı elimden bırakamadım. Yazarın en iyi yanı, kitaplarında özgün bir dili yakalıyor olması. Onun gibisi yok… Şaşırtıcı derecede enerjik ve coşkulu bir üslubu var.” —DAST Magazine
“Bir bilgisayar oyunu oynuyormuşçasına geriliyorsunuz, elden bırakmak mümkün değil.” —Metro
“De la Motte akıllardan çıkmayacak bir isim… Üçüncü kitabı sabırsızlıkla bekliyoruz!” —Magazyn T3
“Kaos başından son sayfaya kadar tempoyu kesinlikle düşürmüyor.” —Xiegarnia.pl
“Yerlerinizi alın ve kemerlerinizi bağlayın. Alternatif Gerçeklik Oyunu’na başlıyoruz.” —od-deski-do-deski.blogspot.com
Ölüm Fermanı (Andreas Gruber)
“Her karanlık kendini sonlandıracak aydınlığın tohumlarını içinde taşır.” —Dante Alighieri
Viyana’da bir ormanda gece vakti ağaçların arasında beliren bir silüet hayal ürünü gibi görünüyor; bulanık ve silik. Ama oldukça gerçek. Zayıf, perişan ve tek kelime edemeyecek kadar travmatize olmuş küçük bir kız… Adı Clara.
Ortadan kaybolmasının üzerinden koca bir yıl geçmişti ve artık öldüğü varsayılıyordu. Aksine hayattaydı ama yaşadıkları hakkında tek kelime etmiyordu. İlk bakışta şiddete maruz kaldığına dair herhangi bir iz de yoktu… Ta ki dedektifler insanın kâbuslarında dahi görmek istemeyeceği o şeyi görene dek: Biri kızın sırtına Dante’nin Cehennem’inden alınan bir sahneyi en ince ayrıntısına kadar tasvir etmişti, hem de dövme olarak.
Bu arada Wiesbaden, Almanya’da, genç ve hırslı bir dedektif adayı olan Sabine Nemez, profil uzmanı Maarten S. Sneijder’le birlikte birbirleriyle tamamen alakasız görünen üç kanlı cinayet vakasını incelemektedir. Zamanla bu vakaların arasında bir bağlantı olabileceğini keşfederler. Fakat araştırmalarının sonucunda, kaybolduktan bir yıl sonra ormanda ortaya çıkan ve konuşamayan gizemli kızın tanıklığına ihtiyaçları olduğu anlaşılır. Çünkü katili gören tek kişi bu küçük kızdır…
“Andreas Gruber’in kitaplarının atmosferi öyle hayranlık uyandırıcı ki farkına bile varmadan kendimi öykünün içinde sürüklenirken buluyorum.” —Sebastian Fitzek
“Andreas Gruber’in yarattığı Maarten S. Sneijder ve Sabine Nemez karakterleri o kadar iyi bir ikili ki insan sürekli onların hikâyelerine eşlik etmek istiyor.” —Krimi-couch.de
“İnsanın karanlık yönünü gösteren muhteşem bir gerilim.” —ORF, “Kultur nach 6”
“Uluslararası düzeyde bir gerilim yazarı.” —Kronen Zeitung
“Benim eserim bu dünyadan değil. Ben bu sınırı aştım, karanlığa bir bakış attım, ruhumu ilhama açtım ve akla sığmaz bir enkarnasyon meydana çıkardım. Onun aracılığıyla ölümsüz oldum. Ben cehennemin kara tanrısıyım. Kendimden nasıl kuşkulanabilirim ki?”
48 Saat’le başladığınız heyecan dolu yolculuk Ölüm Fermanı’yla devam ediyor.
Eleanor Oliphant Gayet İyi (Gail Honeyman)
“Hayat dolu birine dönüşmek istiyorsanız bu romanı okuyun.” —Mail on Sunday
Eleanor Oliphant hayatta kalmayı başardı.
Ama yaşamaya nasıl devam edeceğini bilmiyor.
Bu hayatta kalbini açtığın kadar mutlu olursun.
Oldukça basit bir hayatı var Eleanor’un. İşe giderken her gün aynı kıyafeti giyiyor, öğle yemeğinde aynı yemeği yiyor ve her cuma işten dönerken hafta sonu evde içmek için iki şişe votka alıyor. Dışarıdan bakıldığında mutlu bile görünebilir. Dikkatle programlanmış hayatında hiçbir eksik yok. Ama bazen de… sanki koca bir boşluğun içindeymiş gibi.
Eleanor’un etrafına ördüğü duvarlar çocukluğundan beri ilk kez, tatlı acı bir olayla yıkılma şansı buluyor. Şimdi hiç kimsenin garipsemiyor gibi göründüğü bu zor dünyada nasıl yolunu bulacağını öğrenmesi gerek. Ve bunun için de hayatı boyunca görmezden geldiği, zihninin kuytu ve karanlık köşeleriyle yüzleşecek cesareti bulmalı…
Değişim bazen iyi bazen kötü olabilir. Yine de günleri dünyadan soyutlanıp saklanarak geçirmekten iyidir, değil mi?
Eleanor Oliphant Gayet İyi, yalnızlığın yıpratıcı etkisini ve küçük inceliklerin ne büyük değişikliklere yol açtığını anlatan farklı bir hikâye.
“Becerikli ellerden çıkan, inanılmaz derecede komik bu romanın kalbinde dostluğun ve insanlarla kurduğumuz iletişimin önemini bulacaksınız. Son derece tuhaf ve yalnızlığı seçmiş bir karakter olan Eleanor’a âşık oldum. Eleanor’un hayatının bir yabancı sayesinde nasıl değiştiğini okurken eminim siz de ona âşık olacaksınız.” —Reese Witherspoon
“Eleanor Oliphant daha önce karşılaşmadığınız tarzda biri. Onunla birlikte dünyanızın sınırlarını genişleteceksiniz.” —Gavin Extence
“Bu üşütük roman sizi önce sarsıyor, sonra güldürüyor ve heyecanı canlı tutan kurgusuyla tatlı ve romantik anlar yaşatıyor.” —People
“Komik, dokunaklı ve beklenmedik sürprizlerle dolu… Eleanor’un karanlıktan kurtulmasını anlatan bu serüven ustalıkla dokunmuş. Okuyan herkes bu rüzgâra kapılacak.” —Jojo Moyes
“Orijinal ve hiç ummayacağınız kadar eğlenceli.” —Sunday Times
“Hem zekice hem de çok çekici. İçinizi ısıtan bu roman sizi pek çok şeyi gözden geçirmeye teşvik edecek.” —Observer
“Derin ve dillendirilmemiş bir hüzünle dolu bu roman size harika duygular yaşatacak.” —Jenny Colgan
“Unutulmaz, büyüleyici, komik ve hayata tutunmanızı sağlayan fikirlerle dolu.” —Daily Mail
“Eleanor’a deli oldum! Becerikli ve zeki bir genç kadın olan Eleanor’un dünyası daha ilk sayfadan size tanıdık gelecek. Bu gerçekten eşsiz bir çıkış romanı.” —Joanna Cannon
“Yaşama cesaretini tekrar bulmaya çalışan bir kurbanın hüzünlü olduğu kadar komik de olabilen bu öyküsü kaçırılmayacak kadar değerli.” —Sunday Express
“Eleanor Oliphant’a bayıldım. Bu kitap kalbinizde derin bir iz bırakacak.” —Fiona Barton
“Kahkahalarla güleceğiniz, komik ama dokunaklı bir öykü.” —Daily Express
“Yürek burkan bir roman.” —Bryony Gordon
“Ustalıklı, şefkat dolu ve ölesiye duygusal…” —Paula McLain
“Yürekleri burkuyor ve içinizi ısıtıyor.” —Stylist
“Cesurca, zekice ve çok komik… Eleanor Oliphant Gayet İyi uzun süredir okuduğum en yenilikçi ve duygu dolu kitap.” —Yorkshire Post
“Bir hayli tuhaf ve zekice detaylarla dolu bu roman insanın içine işliyor.” —Heat
“Karanlık ve aydınlık. Gülümseten ve ağlatan. Deli dolu ve huzurlu. Duygularını uçlarda yaşadığını düşünen herkes bu romana bir şans vermeli.” —Sarah Pinborough
“Kalbinizi paramparça edecek… Bu alışılmadık deneyimin bir parçası olma şansını kaçırmayın.” —The Herald
“Bu roman komedi ve dram arasında ince ve tam kararında bir denge kurmuş. Bir biçimde insanlığa duyduğunuz inancın körelmesini engelliyor.” —Red
“Bu güçlü çıkış romanını okurken hem gülecek hem ağlayacak hem de uzun uzun düşüneceksiniz.” —Prima
“Dört dörtlük!” —Dawn O’Porter
“Sımsıcak, çok ama çok acayip ve deliler gibi dokunaklı…” —Julie Cohen
“Çarpıcı bir çıkış romanı. Güldüm, ağladım ve üzerine çok düşündüm.” —Lucy Clarke
“Eleanor Oliphant alıştığınız karakterlerden değil. Onunla çok ilginç bir yolculuğa çıkmaya hazır olun.” —New York Times
“Eleanor Oliphant uzun zamandır yalnız ve günleri dondurulmuş pizza, votka ve annesiyle yaptığı haftalık konuşmalarla geçiyor. Hayal bile edilemeyecek kadar kötü bir trajediden sonra iyileşmeye çalışan Eleanor’un sesi hem yürek burkuyor hem de keyiflendiriyor.” —NPR.org 2017’nin En İyi Kitapları
“Hem eğlenceli hem de çok duygusal. Eleanor Oliphant gerçekten muhteşem.” —PureWow
“Eleanor Oliphant Gayet İyi tek oturuşta bitirmek isteyeceğiniz o keyifli kitaplardan biri.” —Vox
“Sımsıcak ve çok komik… Üstelik Reese Witherspoon da filminde başrol oynayacak. Bu romanı okuyun.” —TheSkimm
“İçedönük karakterdeki insanlar için âdeta bir armağan olan bu romanı, dünyada kendini biraz kayıp ve tuhaf hisseden herkes okumalı.” —Bustle
“Son zamanlarda çok güzel kitaplar okudum ama beni en çok etkileyen Eleanor Oliphant oldu. Durup durup öykünün bana verdiği keyifle gülümsedim. Kesinlikle sona ermesini istemedim, umarım onun hayatını anlatan ikinci bir kitap daha okuruz.” —Krysten Ritter
“Eleanor Oliphant akıllarda yer eden bir karakter. Sosyal ortamlardaki garip karşılanacak davranışlarıyla yüzünüzde bir gülümseme yaratan ve sizi şaşırtan Eleanor’un değişimini izlemek ve kalbinin bir çiçek gibi açılmasına şahit olmak muhteşemdi.” —Attica Locke
“Eleanor’un siyah, cırt cırtlı ayakkabılarının izinden yürümek çok keyifliydi. Yaşamla ilgili katı görüşleri ve ilginç mizah anlayışıyla Eleanor kesinlikle kendine özgü bir şahsiyet. Ancak okuyucular, karakterin yavaş yavaş açığa çıkan karanlık geçmişinden de çok etkilenecek. Eleanor Oliphant Gayet İyi eşsiz bir kadını anlatıyor. Karanlıktan geçip aydınlık bir geleceğe uzanan bu öykü size çok iyi hissettirecek.” —Booklist
“Temposu düşmeyen bu şaşırtıcı ve komik roman yalnızlık, umut, trajedi ve insanlık hakkında bir aşk mektubu gibi… Honeyman gerçekten de çılgınca bir kitaba imza atmış, böylesi bir karakterin aklınızdan silinmesi zor.” —Associated Press
“Bu kitabı kategorize etmek güç. Komedi, psikolojik roman, aşk romanı… Bunlar ve daha birçoğu uygun düşecektir. Elinizden bırakmak gerçekten zor gelecek.” —Kirkus Reviews
“Eleanor geçmişin, geleceği her zaman belirlemeyeceğini öğrenirken okuyucular onun bu yeni keşiflerine mutlulukla eşlik edip keyiflenecek. Gelgitli ve olağandışı karakterlerle karşılaşmayı seven herkes bu kitabı okumalı.” —BookPage
“Fredrik Backman’ın Hayata Röveşata Çeken Adam adlı romanını sevdiyseniz Eleanor’a da daha ilk sayfadan vurulacaksınız.” —Hello Giggles
“Son zamanlarda okuduğum en eğlenceli roman. Eleanor’la birlikte hem kederlenecek hem de sevineceksiniz.” —Seattle Times
“Eleanor sosyal anlamda uyumsuz biri ve ondan çok okuyucular bu gerçeğin farkında. Birinci tekil şahısla anlatılan bu romanda Eleanor’u, onun kendini anladığından daha iyi anlayabilmemiz de yazarın marifetini ortaya koyuyor.” —Minneapolis Star Tribune
“Derinlerde büyük bir acı çeken ve hem yüzü hem de kalbi yaralı olan Eleanor’un öyküsü herkesi kalbinden vuracak.” —Publishers Weekly
“Daima tuhaf, bazen sinir bozucu ve bazen de komik olabilen Eleanor hafızanızda yer edecek en şaşırtıcı ve karmaşık karakterlerden biri.” —The National
“Gail Honeyman’ın bu muhteşem çıkış romanı kalbinizin baş köşesine yerleşmeye aday. Zekice, komik, eğlenceli ve aynı zamanda yürek burkan bu hikâyeyi tek seferde okumak isteyeceksiniz.” —The Irish Times
“Kitabın başında Eleanor tarafından küçümsense de bu kitabın ana konusu, diğer insanlarla kurduğumuz bağın önemi. Okumaya başladığınızda anladığınız üzere Eleanor Oliphant kesinlikle iyi değil. Buna rağmen kendisi modern edebiyatın en alışılmadık ve düşündürücü karakterlerinden biri olmaya aday.” —The Irish Times
“Yürek burkan ama çok da eğlendiren bu kitabın karanlık bir havası olsa da sonunda sizi hayat dolu bir ruh haline sokmayı başarıyor. Çok yakında herkes bu kitabı konuşuyor olacak.” —Hello Canada
“Eleanor Oliphant Gayet İyi, kahkaha ve umutla dolu. Bu roman, hayatın hiç şans vermediği insanları sevginin ve dostluğun kurtarabileceğini anlatıyor.” —Georgia Coastal Illustrated
“Kadın yazarların altın çağını yaşıyoruz diyebiliriz. Bu yıl en beğendiğim kitap bir kadın yazara ait; Gail Honeyman’ın çıkış romanı Eleanor Oliphant Gayet İyi. Otuz yaşındaki Eleanor öyle kolay kolay unutabileceğiniz bir karakter değil. Honeyman romanında karanlık ve aydınlığın kusursuz bir gölgesini yakalamış. Reese Witherspoon’u da bu göz alıcı romanın filminde izleyeceğiz.” —The Independent
“Standartların dışında bir karakteri anlatan büyüleyici bir roman. Okuyup da vurulmamanız imkânsız.” —The Mail on Sunday
“Modern bir Jane Eyre romanını andıran Eleanor Oliphant yalnızlıkla ve yıkıcı çocukluk anılarının gölgesiyle mücadele ediyor. Adım adım, nadir görülen bir cesaretle, Eleanor koruyucu kalkanının ardından dünyaya bakıyor ve hayatında ilk kez insanların ona yaklaşmasına izin veriyor. Ona her sayfada daha çok bağlanacaksınız.” —Paula McLain
“Sizi ağlatabilecek kadar duygusal, katmanlı ve eğlenceli bu kitap bir anti kahramanı, hatta anti sosyal denebilecek bir genç kadını anlatıyor. Eleanor Oliphant’a âşık olacaksınız.” —J. Ryan Stradal
“Bu gerçekten büyüleyici bir hikâye! Capcanlı ve büyüleyici sayfaların arasında kaybolurken yazarın duygusal anlamda nasıl da çok yönlü bir beceriye sahip olduğunu göreceksiniz. Eleanor Oliphant hayatınız için bir ilham kaynağı olabilir.” —Jonathan Evison
“Eleanor Oliphant okuyucuyu hırçın ruhuyla ve esrarengiz sesiyle ele geçiriyor. Şefkat duygusunu besleyen karşı konulmaz bir hikâye.” —Mona Awad
Mio, Benim Mio’m (Astrid Lindgren)
Geçtiğimiz yıl 15 Ekim’de radyodaki kayıp çocuk ilanını dinleyeniniz oldu mu? Polise hiç bilgi gelmemişti. Kayıp çocuk Bo buhar olup uçmuştu sanki, nereye kaybolduğunu bilen yoktu. Bir tek ben biliyordum. Çünkü Bo benim.
Çocuk sevmeyen yaşlı bir çiftin evinde evlatlık olarak büyüyen dokuz yaşındaki Bo, her çocuğun ihtiyaç duyduğu küçücük şeylere özlem duymaktadır; sıcak bir yuva, sevgi dolu bir sarılma, en önemlisi de sevinç ve hüznünü paylaşabileceği gerçek bir aile.
Günün birinde ortadan kaybolan Bo, polisin tüm aramalarına karşın bulunamaz. O artık Uzak Ülke’nin prensi Mio’dur, oğlunu yıllardır arayan Kral babasına sonunda kavuşmuştur ve hayatında ilk defa sevgi ve mutluluk dolu bir hayat sürmektedir. Ancak çok geçmeden her şeyin göründüğü gibi olmadığını öğrenir; Mio, Uzak Ülke’de binlerce yıldır anlatılagelen kehanetteki çocuktur. Karanlık Ülke’de yaşayan taş kalpli Şövalye Kato’nun kötülüklerine karşı koymak için en yakın arkadaşı Jum-Jum ve güzeller güzeli atı Miramis’le tehlikeli bir yolculuğa atılmalıdır…
Kötünün karşısında iyinin, ölümün karşısında yaşam savaşının anlatıldığı, sevginin ve ailenin gücüne dair bir Lindgren klasiği.