Hakan Özbek
Twitter: @gormoti
Füsun Çetinel’in kaleme aldığı ve Maria Brzozowska’nın resimlediği Çiko’nun Seçimi, Günışığı Kitaplığı’ndan okurlarla buluştu. Çetinel, bu kitabında sadece insana değil, tüm canlılara değer vermemiz, saygı duymamız gerektiğini bize anlatıyor.
Seren’in uzun yol gemi kaptanı olan babası her sefer dönüşünde olduğu gibi yine ailesine çeşitli hediyeler getirmiştir ancak bu kez bir fazla… İtalya dönüşünde Kaptan’ın yanına aldığı ve artık ailenin bir üyesi olan simsiyah tüylü bir köpek olan Çiko, kısa sürede evdeki herkese kendini kabul ettirmeyi başarır. Onu en çok da Seren sever ve oynadığı oyunlarda bile yanından ayırmaz. Seren büyüyünce sirkte çalışmayı istemektedir ve yakın arkadaşı Cemo ile vakit buldukça bu hayaline dönük oyunlar oynarlar; Çiko ise bu oyunlarda sirkteki aslan olur.
Çiko’nun Seçimi kitabında Seren’in en anlaşamadığı kişi ise ablasıdır. İkisi arasındaki yaş ve karakter farklılıkları sık sık çatışmaya neden olur. Seren’in ablası daha gerçekçi bir karakterken, Seren’in ise hayalci yanı ağır basar. Gelecekte bir sirkte çalışmak ve dünyayı keşfetmek gibi hayalleri vardır. Üstelik derslerinde de ablası kadar başarılı değildir. Aslında bakıldığında tipik bir kardeş ilişkisini işlemiştir Füsun Demirel kitabında.
Kitabın temelinde hayvan sevgisi olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır ancak konunun bununla kısıtlı olduğunu da söyleyemeyiz. Çünkü Çiko’nun Seçimi’nde kişiler arası farklılıklar da abla kardeş ilişkisi üzerinden iyi işlenmiş. Ailede bu farklılıklardan doğan sorunlara çözüm üretilmeye çalışılıyor.
Çocuk edebiyatı söz konusu olduğunda yazarlar zaman zaman hayatın gerçeklerinden uzaklaşabiliyor. Çetinel ise böyle bir yol tercih etmiyor. Toplum içinde küfürlere maruz kalan çocuklar olduğu gerçeğinden kopuk bir hikaye değil buradaki; ancak küfürlerin dili hafif. Kaptan’ın uzun yol gemisinde çalışması nedeniyle ağzı bozuktur ancak Seren’in annesi bu durumu kabul etmez. Bu nedenle Kaptan evine geldiğinde sadece sebzeli küfürler edebilmektedir. Bence bu anlatının gerçeklikten kopmaması adına yaratıcı bir hamle olmuş.
Bu kitapta Seren ile Cemo arasında ekonomik farklılıklara rağmen iyi bir dostluk gelişmiştir. Çocuklara paylaşmanın ne derece kıymetli olduğunu öğretecek bu dostluk, Seren’in doğum gününde yaptığı tercihle daha da anlam kazanacaktır.
Son olarak havyana şiddet çok iyi bir şekilde işlenmiştir. Sadece şiddet değil, onlara saygı duyulması gerektiği de vurgulanmaktadır. Seren’in ablası Seren’i hayvanlı sirklerin kötü olduğu konusunda ikna etme çalışması pek de istediği gibi sonuç vermese de Seren’in gittiği sirkte karşılaştığı manzara onu derinden etkilerken, hayvanlı sirklere olan bakış açısını değiştirir. Burada Çiko’ya dair öğrendikleri ve Çiko’nun burada yaptığı seçim, insanların hayvanlara ne kadar saygı duyması gerektiğinin açık bir örneğidir.
Hem iyi bir anlatı olması hem de verdiği mesajlar Çiko’nun Seçimi’ni öne çıkarıyor. Her zaman söylediğim gibi çocuk kitaplarını sadece çocukların değil, yetişkinlerin de okuması gerekiyor. Çocuk edebiyatı bize göz ardı ettiğimiz ya da unuttuğumuz şeyleri hatırlatıyor.