“Yirmi yedi yaşımdaydım ve bana hayatımın sonuna kadar benimle olacak bir kronik hastalıktan, eğer dikkat etmezsem tüm iç organlarımın telafisi olmayan bir şekilde hasar göreceğinden bahsediliyordu.”
Gece başucunda keşkülle uyuyan, bir porsiyon iskender yemek için mesafeleri önemsemeyen bir kadındı Sema Sumeli. Kendisine Tip 2 Diyabet teşhisi konduğunda ise henüz yirmi yedi yaşındaydı. Başta ne yapacağını bilmeden ağlasa da evine gider gitmez mutfağına girdi; kocaman bir çöp poşeti açtı ve ne kadar rafine şekerli, paketli gıda varsa hepsini bu poşete doldurdu. Bomboş mutfağıyla baş başaydı… Artık sağlıklı beslenmesi gerektiğini biliyordu. Mutfağında ve hayatında reform yaparak sağlıklı beslenmeyi başarmış ve her gün spor yapmayı bir rutin haline getirmişti. Ancak hayatın ona güzel bir sürprizi vardı. Âşık olmuş, evlenmişti. Fakat yaşamı ona, gecenin bir saatinde baklavalar, kekler, börekler yiyen bir hayat arkadaşı vermişti. Eşine kek yaptığında Sema’nın da canı istiyordu. Yemeye hiç niyeti yoktu. O da yemedi ve çözüm üretti.
“Eşime kek pişirdiğimde evin içi mis gibi kokardı. Battaniyeyi kafamın üstüne kadar örterdim o nefis kokuyu almayayım diye. Yoksa kalkıp bir dilim yemem kaçınılmaz olurdu.
Yemeye hiç niyetim yoktu ama karşı koymak için kendimle çok büyük bir savaşa girdim. Yemedim ve çözüm ürettim. Sağlığımı tekrar kaybedemezdim. Senelerce, tırnaklarımla kazıyarak geri aldığım iyilik halimi bir dilim kek veya bir kâse keşküle kaptıramazdım. Mutfağa girdim ve kolları sıvadım. Bunların sağlıklı alternatiflerini mutlaka yapabilmeliydim.”
Eline aldığı karıştırma kabı Sema için bir sihirli değneğe dönüşmüştü. Un, şeker kullanmadan da lezzetli şeyler yapılabileceğine inanıyordu. Başta biraz tereddütlüydü ama yaptıklarını tattıkça bunların, “Sağlıklı olamayacak kadar lezzetli” olduğunu gördükçe yeni alternatif tarifler denemeye başladı. Mutfak artık Sema için eğlenceli bir keşif alanıydı.
“Şeker ve beyaz un kullanmadan da lezzetli şeyler yapılabilirdi ve ben iyileştiysem bu bilgiler başkalarını da iyileştirebilirdi. Canı kek isteyen biri bir bardak beyaz şekeri vücuduna almak zorunda değildi.”
Sağlıklı beslenme amacıyla çıktığı bu yolda, Instute for Integrative Nutrition’da Bütünsel Beslenme ve Sağlık Koçluğu, ardından Instute for Functional Medicine’da Fonksiyonel Tıp Sağlık Koçluğu eğitimi aldı. Habertürk’te köşe yazarlığı da yapmakta olan Sema Sumeli’nin kaleme aldığı, 8 Mart itibarıyla raflardaki yerini alan Sema’nın Sağlıklı Mutfağı’nı okurken her dönemi büyük bir emek ile örülen bu çok renkli macerasına tanık olmaya, mutfağınıza yönelip pratik, glutensiz, rafine şekersiz, vegan, düşük karbonhidratlı birbirinden leziz tariflerini uygulamaya, bu sağlıklı kekleri, poğaçaları, ekmekleri tüketirken parmaklarınızı da yemeye hazır olun! Sema’nın Sağlıklı Mutfağı, 8 Mart itibarıyla kitap satan her yerde!
“‘Böyle gidersen kırk yaşında ölürsün,’ denen yaşımda çok sağlıklıyım ve şu anda bunu binlerce belki de milyonlarca kişiye anlatıyorum.”