Yayınevleri her yıl olduğu gibi geçtiğimiz yıl da bizlere pek çok güzel kitabı okuma fırsatı sundu. Okunacak onca kitap varken, bizler bir şeyleri mutlaka kaçırdık ancak kitaplar eskimez. Bu yıl yine birbirinden değerli kitaplarla buluşmaya başladık ve devam edeceğiz. Peki bize bu kitapları okuma fırsatını sunan yayınevlerini ne kadar tanıyoruz?
“8 Soruda 2018’de Yayınevleri” yazı dizisinde her gün bir yayınevinin Dada Kitap’a verdiği yanıtları sizlerle paylaşacağız. Bugünün konuğu ise hep kitap oluyor.
İşte hep kitap Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yüce Başarır’ın sorularımıza verdiği yanıtlar…
1. Yayınevinizi diğerlerinden farklı kılan nedir?
Biz daha küçüğüz. Hayata yeni başlayan çocuklarda olan o öğrenme, ilerleme, yeni bir şeyler yapma heyecanı taşıyoruz. Ne yapıyorsak bu heyecanla yapıyoruz, iş olsun diye değil, güzel olsun diye… Diğer yayınevlerinde bu heyecan yok demiyorum, yanlış anlaşılmasın, ama yeninin, ilerlemek isteyenin motivasyonu ve heyecanı da farklıdır, kabul edelim.
2. 2018’den beklentileriniz nelerdir?
Önce, daha huzurlu bir ortam diliyorum elbette. Barış içinde, sanatın daha çok konuşulduğu, özgürce ilgilenenlere ulaşabildiği bir ortam. Yayınevi olarak da, bir yılda oluşturduğumuz bu kitapsever topluluğu daha da büyütmek istiyoruz. Dünya ve ülkemiz edebiyatından seçkin eserlerin daha çok okura kavuşmasını istiyorum. Güzel bir program hazırladık, gün geçtikçe program daha da güçleniyor. Bu programın okurların nezdinde de ilgi göreceğini düşünüyorum ve bekliyorum.
3. Bu yıl sizden ne beklemeliyiz?
Bu yıl bizden güzel kitaplar beklemelisiniz. Sizi heyecanlandıracak kitaplar. Örneğin geçen yıl büyük ilgi gören Asi Kızlara Uykudan Önce Hikâyeler’in ikinci kitabı geliyor. Şubat ayında Moskova’da Bir Beyefendi adlı müthiş bir roman okurlarla buluşuyor. 35 hafta boyunca New York Times Bestseller listesinde kalmış bir roman, bir klasik tadı da verecek okurlara. Ayrıca, Sevgililer Günü’nü farklı bir şekilde, sanat ve kitaplarla kutlamak isteyenlere de iki sürprizimiz var. Biri Sanat Tarihinde Âşıklar adlı müthiş bir çalışma, diğeri de daha esprili, küçük bir kitap. Bir resimli kitap: Eşini Arayan Kuş. Bunlar Şubat’ın sürprizleri… Her aya farklı sürprizler gelecek elbette. Mart ayı programında örneğin, tuhaf bir tesadüf, Atölye kitaplarında Ursula K. Leguin’in Words are my matter duruyor. Ölümünden sonra, bir anma kitabı gibi olacak bu.
4. Bu yıl kaç kitap yayınlamayı hedefliyorsunuz?
Yılı 160 kitap civarında bitirmeyi planlıyoruz. Elbette çocuk kitapları da bu sayıya dahil.
5. 2017 sizin için nasıl geçti?
2017 bizim için çok heyecanlı geçti. Ülkenin ve sektörün sıkıntıları elbette bizi de sıkıştırdı. Ama yeni bir yayınevi olduğumuz için, heyecanla yeni kitaplar aradık, bulduk, bastık. Ve yayınevimizi okurlara ve yayıncılık dünyasına tanıttık. Ben bu açıdan çok verimli buluyorum yılı. Kitaplarımızın ve yayınevimizin sevildiğini görmek beni çok ama çok mutlu ediyor.
6. En fazla hangi kitaplarınız ilgi gördü?
Geçtiğimiz yılın en çok ilgi gören kitabı Asi Kızlara Uykudan Önce Hikâyeler’di. Nermin Yıldırım’ın beşinci romanı Dokunmadan, hem aldığı Dünya Kitap Yılın Telif Kitabı Ödülü ile hem okurların yoğun sevgisiyle diğer bir önemli kitabımız oldu. Judith Liberman’ın Masallarla Yola Çık adlı ikinci kitabı da ilgi gören kitaplar listemizin başında yer alıyor. Ve tabii Atölye serisi! Özellikle de Ursula K. Leguin’in Dümeni Yaratıcılığa Kırmak adlı kitabı yazmak ve okumakla ilgili olanları çok mutlu etti. Ayrıca, Kasım ayında seriye katılan, Hakan Bıçakçı’nın hazırlayıp günümüz edebiyatının önemli 14 yazarının yanıtlarıyla katıldığı Uydurmanın İncelikleri de çok sevildi. Şubat ayından itibaren, Pera Müzesi işbirliğinde bu kitapla ilgili bir sohbet etkinliği başlatıyoruz.
7. Beklediğiniz ilgiyi görmeyen/hedef kitleye ulaşamayan kitabınız oldu mu?
Dünya edebiyatının önemli ödüllerini alan ya da aday olan romanlar yine görece küçük bir kitlenin ilgisini çekti. Çok güzel romanlar bunlar. Şaşırdığımız bir durum değil aslında. Ama gönül, dünya edebiyatının bu çok seçkin kitaplarının daha geniş kitlelerle buluşmasını arzu ediyor elbette.
8. Ülkemizde edebiyata/yayınlara olan ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sosyal medyaya baktığımızda kitaba ilgi artıyor. Instagram’da kitaplı kahveli fotoğraflardan geçilmiyor. Belli başlı kitapların satış rakamları bundan on yıl önce tahmin edebileceklerimizin üstüne çıkmış durumda. Ama bir yandan da belli bir sınırlanmaya doğru gidiyor bu ilgi. Çok satanların ağırlığı net bir şekilde hissediliyor kitap satış noktalarında. Yine, ne yazık ki, edebiyat kitapları biraz kıyıda köşede kalıyor. Ben yine de, her zaman ve hep umutluyum. Kitap nesne olarak bile cazip olsa, kârdır. Kitabın konuşulması, görülmesi, konularımızdan biri haline gelmesi, gelecekte daha araştırmacı, daha seçici bir okur yaratılmasına da yardımcı olur umarım, diyorum sadece.