“Ben öldüğümde böyle olacak demek.“ diye düşündü ördek.
“Göl tek başına kalacak. Bensiz.“
Ölüm bazen düşünceleri okuyabiliyordu.
“Sen ölünce, göl de yok olacak. En azından senin için.“
“Emin misin?“ diye sordu ördek şaşkınlık içinde.
“Bir şeyden ne kadar emin olunabilirse.” dedi ölüm.
Ördek bir gün -kaçınılmaz bir gerçek olarak- ölümle karşılaşır. Önce korkar, o an yaşamak için vaktinin dolduğunu düşünür. Sonra fark eder ki aslında ölüm o doğduğundan beri hep onunla birlikteymiş. Hasta olduğunda, kaza geçirdiğinde hep yanındaymış. Eh madem artık tanıştılar, madem artık ölüm ördek nereye giderse orada olacak, birlikte keyifli bir şeyler yapmaya karar verirler. Göle girerler, ağaca tırmanırlar. Bir yandan da ördek ölüme, ölüm sonrasıyla ilgili sorular sorar: Ölünce nereye gidecek, öldükten sonra ne olacak? Mesela cehennemi merak eder; eğer iyi bir ördek olmazsa hep söylendiği gibi orada kızartılacak mıdır gerçekten? Ama ölümden kesin bir cevap alamaz: “Kim bilir, olabilir tabii.“ der. Ve zamanla ördek ölümün varlığını kabullenmeye başlar.
Klasikleşmiş, uzun zamandır baskısı olmayan hatta sahaflarda bile bulunamayan bu kitap nihayet tekrar basımda. Evet, ölümden bahseden bir çocuk kitabı. Alışık olmadığımız, hatta bazen konuşmaktan kaçındığımız bir tema, özellikle çocuklar söz konusuysa. Bu yüzden kimileri “ne gerek var?“ diye düşünebilir. Günlük hayatın rutinindeki bir iyi geceler masalı olmadığı kesin. Ama şu bir gerçek ki –ne kadar kaçınılsa da- bir gün çocuğunuz mutlaka size ölümü soracak. Bir yakınının kaybını yaşamasa bile televizyonda-internette-oyunlarda denk gelecek, duyacak, rastlayacak ve sizin kapınızı çalacak. Bu yüzden kitabın zamanlaması size kalmış. Sadece şuna dikkat etmek gerektiğini düşünüyorum; çocuğun kafasında ölüme dair herhangi bir soru işareti yoksa, henüz bu konuyu gündeme getirmediyse ‘hayatın gerçeği’ diyerek konuşmuş olmak için ölümden bahsetmek, ölümü anlatmak doğru değildir. Dolayısıyla öyle bir zamanda kitabı okumak da yarar sağlamayacaktır. Çocuğun hazır olmasını beklemek, acele etmemek ve çocuğa göre hareket etmek önemlidir.
Kitap ölümle ilgili neden veya nasıl olduğuna dair detay içermiyor, tamamen yaşamak gibi gerçek ve doğal olduğuna dikkat çekiyor. Bu noktada çocuğunuz tarafından ördeğin yaptığı gibi pek çok soruya maruz kalabilirsiniz: Öldükten sonra ne olacak? Sen de ölecek misin? Sen ölürsen bana kim bakacak? Ölen insanlar yemek yemez mi? Onları bir daha hiç göremez miyiz? gibi tahmin edeceğiniz üzere yüzlerce soruya karşı kendinizi hazırlamalısınız. Çünkü mümkün olduğunca tutarlı olmalı, somutlaştırarak anlatmalı ve kesin, net cevaplar vermelisiniz.
Kitaba dönecek olursak hikayenin sonunda ördek hayata veda ediyor. Ama bu sahne o kadar naif anlatılmış o kadar yumuşak bir şekilde geçilmiş ki sadece küçük bir hüzün bırakıyor içinizde. Zaten Ölüm’ün de dediği gibi “hayat böyle bir şey…”. Lale detayının da atlanmaması gerektiğini düşünüyorum ki ben kitabı ilk okuduğumda meraktan ve heyecandan gözden kaçırmışım, ilk sayfalarda mutlaka laleyi kollayın derim.
Kitap resimleri ve kısa hikayesiyle okul öncesi kitabı gibi görülse de çocuğunuza okumadan evvel mutlaka ebeveyn olarak okumanızı tavsiye ederim. Hem içeriği hem de özellikle ölümün resmedilişi bakımından göz gezdirmenizde fayda var. 6 yaş itibariyle daha anlamlı olacağını düşünüyorum.
Ördek, Ölüm ve Lale
Yazan ve resimleyen: Wolf Erlbruch
Çevirmen: Bahar Siber
Yayınevi: Hep Kitap
Basım tarihi: Eylül 2018