Altın Kitaplar, Habib Bektaş’ın “Bak Sen Şu İşe – İşler Güçler Beni Bekler”, Roland Merullo’nun “Buda’yla Kahvaltı”, Tolga Gümüşay’ın “İstanbul Kareli Öyküler”, Agatha Christie’nin “Roger Ackroyd Cinayeti” ile “Okşayın Konuşsun” serisini okurlarla buluşturuyor.
Bak Sen Şu İşe (Habib Bektaş)
Çocuk edebiyatının usta kalemi HABİB BEKTAŞ, ALTIN KİTAPLAR etiketiyle çıkan yeni kitabı BAK SEN ŞU İŞE’de farklılıkların peşine düşen bir çocuğun maceralarını anlatıyor.
İlhan herkes gibi olmak istemeyen, farklılıkların peşine düşen bir çocuk.
En çok da meslekleri merak ediyor. Bir bakmışsınız dolmuş şoförü olmuş ama çabucak vazgeçmiş. Neden mi? Engeller çıkmış önüne.
Sonra bir bakmışsınız ki gazeteciliğe merak salmış. İyi de nasıl bir gazetecilik ki bu? Gazete satmaktan mı söz ediyor, yoksa yazı yazmaktan mı?
Ya pideciliğe ne dersiniz? Peki, sizce babası ne der bu işe?
Yok canım, aslında en iyisi kuyu bekçiliği galiba, ama o da ne kadar gerçekçi? Ya kuyunun ciniyle başı derde girerse?
Bir ara aklına palyaço olmak geliyor İlhan’ın. O da kolay değil canım! Gülerken ağlatmak, ağlarken güldürmek, düşündürmek, hayatı sorgulamak…
Sonra ne mi oluyor? Bunu kitabı okumadan bilemeyiz ki!
Buda’yla Kahvaltı (Roland Merullo)
ROLAND MERULLO’nun kaleme aldığı, Buda üçlemesinin ilk kitabı olan BUDA’YLA KAHVALTI, ALTIN KİTAPLAR etiketiyle raflarda.
İnsanlığın binlerce yıldır kendisine sorduğu evrensel sorulara yanıt arama çabasını da içeren, mizahla harmanlanmış Buda üçlemesinin ilk kitabı olan Buda’yla Kahvaltı hem keyifli hem de öğretici bir okuma deneyimi sunuyor.
Otto Ringling, eşi ve iki çocuğuyla birlikte New York’un pahalı semtlerinden birinde yaşayan, bir yayınevinde kıdemli editör olarak çalışan, “aklı başında, sıradan bir aile babası”dır. Bir gün anne ve babasını bir trafik kazasında kaybedince, tekdüze biçimde devam eden hayatı bir boşluk hissiyle ve definin ardından yerine getirmesi gereken bir görevle bozulur: Şimdi, New Jersey’de yaşayan kız kardeşi Cecelia ile birlikte çocukluğunun geçtiği Kuzey Dakota’ya gidip anne babalarından onlara miras kalan evi ve çiftliği satacaklardır.
Tabii bu Otto’nun planıdır, Cecelia’nın aklındaysa Otto’nun yaşamını değiştirecek bir sürpriz vardır: Abisine yol arkadaşı olarak, onun yerine, “gurum” dediği Volya Rinpoche eşlik edecektir.
Kenarlarına altın sarısı sırmalar işlenmiş koyu kırmızı bir cüppe giyen, her soruyu bir bilmeceyle yanıtlayan bu “tuhaf” adam ve Otto, unutamayacakları bir yolculuğa çıkarlar.
İstanbul Kareli Öyküler (Tolga Gümüşay)
TOLGA GÜMÜŞAY imzalı ve ALTIN KİTAPLAR etiketli İSTANBUL KARELİ ÖYKÜLER, fotoğrafın gerçekliğiyle edebiyatın olasılıklarını buluşturuyor.
Bir öykü kitabına, dünyanın en eski metropolünün kaç rengi, kaç semti, kaç devri, kaç duygusu sığabilir?
Güvercin ve martıları, sokak satıcılarını, günbatımını, başka diyarlardan göçüp gelmiş insanları bir şehre ait yapan nedir? Bir kentin insanları, hayvanları, suları, evleri yan yana yaşadıkça birbirine benzer mi? Yoksa İstanbul’un sırrı, bütün bunlara bir diğerine benzemeden bir arada yaşayabilme olanağı sunması mıdır?
Hacısı, amelesi, Rum’u, Ermeni’si, tulumbacısı, meczubu, katili, masalcısı, heykeltıraşı, lokantacısı, koşucusu. Suriyelisi, Roman’ı, Boğaziçilisi, şarkıcısı ne yer, ne içer, ne için yaşar? Neyin kaygısını duyar? Nasıl sever? En çok neyin hasretini çeker? İstanbul bütün bunları nasıl, ne kadar derinden etkiler?
İstanbullu olmak asırlar evvel ne anlama gelirdi? Yüz yıl önce? 1950’lerde? Bizden önce yaşamış hemşerilerimizi daha iyi tanıdıkça, kendimizi de daha iyi anlamış olur muyuz? Bu şehrin hangi devrinde yaşasak daha mutlu olurduk? Bugün o devrin ne kadarını yaşatabiliyoruz?
İstanbul’un kokusu Boğaziçi’nde mi daha yoğun alınır, Eminönü’nde mi? Bugün Küçükpazar mı daha tekinsizdir, Tarlabaşı mı? Süleymaniye’nin hafızası mı daha güçlüdür, Sultanahmet’inki mi? Galata sokaklarında mı daha fazla sayıda yabancı dil konuşulur, Kumkapı’da mı? Balat mı eski sakinlerini daha çok özler, Sulukule mi?
Tolga Gümüşay, bütün bu sorulara ve daha nicelerine yanıt ararken tutkunu olduğu İstanbul’un tarihî semtlerini, eşsiz manzaralarını, arka sokaklarını, kendi halinde insanlarını önce fotoğrafladı, sonra onlar için öyküler yazdı.
İstanbul Kareli Öyküler, fotoğrafın gerçekliğiyle edebiyatın olasılıklarını iç içe geçirerek dünyanın en güzel kentlerinden birinde var olmanın türlü hallerini ortaya koyuyor. İstanbul’un gündelik hayatından kareleri, bu şehirde yaşamanın büyüsünü yansıtan öykülere dönüştürüyor.
Roger Ackroyd Cinayeti (Agatha Christie)
AGATHA CHRISTIE’nin en sevilen romanlarından ROGER ACKROYD CİNAYETİ, ALTIN KİTAPLAR etiketiyle ve yeni çevirisiyle yeniden raflarda…
Altın Kitaplar, On Küçük Zenci ve Cinayet Alfabesi’ni yeni çevirisi ve tam metniyle yayımlamıştı. Şimdi, Roger Ackroyd Cinayeti’nin yeni çevirisini de okurlarla buluşturuyor.
King’s Abbot köyündeki sakin yaşam bir anda altüst olur. Dul bir kadının şüpheli ölümü asılsız dedikodulara yol açar. Köy, kadının ilk kocasını öldürdüğü, bu yüzden şantaj kurbanı olduğu ve Roger Ackroyd’la gizlice nişanlandığı söylentileriyle çalkalanmaktadır. Ackroyd, cinayete kurban gidince tüm şüpheler ev halkına odaklanır. Emekliye ayrılan ve sakız kabağı yetiştirmek için King’s Abbot köyüne yerleşen Hercule Poirot, istemeden de olsa cinayeti incelemeye başlar ve şeytani bir zekâya sahip katili yakalamaya çalışır.
Okşayın Konuşsun serisi
ALTIN KİTAPLAR’dan çıkan OKŞAYIN KONUŞSUN serisi, okul öncesi çocuklara sevdikleri hayvanları keşfetme ve onlarla eğlenceli vakit geçirme imkanı sunuyor.
Tüm çocuklar evde hayvan besleme hayali kurar. Altın Kitaplar’dan çıkan Okşayın Konuşsun serisi bu hayali, eğlenceli bir keşif oyununa dönüştürüyor.
Sevimli Hayvanlar kitabında beş adet şirin hayvan yavrusu yer alıyor. Anne-baba ya da çocuklar; kedi ve köpek yavrularını, tavşanı, kaplumbağayı ve muhabbet kuşunu sayfaya dokunarak konuşturabiliyor. Pofuduk Hayvanlar kitabında ise kaplan yavrusu, maymun, panda, yunus balığı ve penguenin sesini duymak mümkün.