Eiko Kadono’nun manga ustası Hayao Miyazaki’nin en sevilen filmlerinden birinden edebiyata uyarladığı Kiki’nin Cadı Kargosu, Derya Akkuş Sakaue’nin çevirisiyle karşımıza çıktı.
Kiki’nin hikayesi bir yandan çocuklara hayata karşı verecekleri ilk mücadeleleri öncesinde güzel mesajlar verirken, yetişkinleri ise kendi geçmişlerine bir yolculuğa çıkarıyor.
Annesi bir cadı, babası ise sıradan bir insan olan Kiki, 12 yaşına geldiğinde bir karar vererek cadı olmayı tercih ediyor ancak bu tercih elbette bir takım değişimleri de beraberinde getiriyor.
Bir kız cadı olmayı seçerse, ailesinin yanından ayrılıp kendine yeni bir hayat kurmak zorundadır ve kendi hayatını sürdürebilmek için yeteneklerini kullanmalıdır ancak burada bir sorun var; cadılar artık eskisi gibi değildir. Pek çok büyüyü unutmuştur. En çok bilenler bile sadece birkaç büyüye hakimdir. Mesela Kiki’nin annesi sadece iki büyü yapabilirken, Kiki’nin tek ilgisini çeken ise süpürgesine atlayıp uçmaktır.
Ailesi ile birlikte bir köyde yaşayan Kiki, vakti geldiğinde kedisi Jiji’yi de yanına alır, süpürgesine atlar ve yola çıkar. Hayali deniz kıyısında bir kent bulmaktır. Bu hayali için köyünden çok uzaklara uçar ve en sonunda Koriko’ya yerleşir. Koriko’ya adımı attığı andan itibaren Kiki artık kendi başınadır ve burada kendi mücadelesiyle ayakta kalmak zorundadır.
Fakat hayal edilenler ile gerçekler her zaman örtüşmez. Öncelikle o bir cadıdır ve o güne dek bir cadı ile karşılaşmamış olan Koriko halkı için cadılar, Kiki gibi varlıklar değildir. Daha kötü, daha çirkin, daha korkutucu… Kiki’nin ilk mücadelesi bu önyargıları yıkmak için olacaktır.
Bu ilk andan itibaren Kiki’nin hikayesi okurun içini ısıtacak, gülümsetecek olaylarla dolu.
Kiki’nin Cadı Kargosu, çocuklara çabalamanın ve emeğin değerini gösterirken, içinden çıkılmaz gibi durumlarla karşılaşıldığında akıllıca düşünmenin ve hareket etmenin harika çözümler sunduğunu pek çok kez eğlenceli örneklerle sunuyor ve kendi başına ilk mücadelesini vermenin hayalini kuran çocuklara, “Asla pes etmeyin” diyor, “Her zaman bir yol vardır.”
Yetişkinler için geçmişe yolculuk
Çocuk kitapları bir yanıyla her zaman yetişkinler için. Çünkü geçmiş yaşantılar, insanı bir süre sonra hayal ettiklerinden sarsıntılı bir şekilde uzaklaştırıyor. Çocuk edebiyatı ise bize “yeniden düşün” demenin ya da “hatırla” demenin bir yolu olarak duruyor.
Kiki’nin hikayesi, yetişkinlere ilk kez ‘ev’den ayrılınan zamanı düşündürüyor. O günlerde yaşanan heyecanı, korkuyu, endişeyi hatırlatıyor. İlk mücadelelerimizi verilirken aklımızda dolanan, “Ya başaramazsam?”, “Ya olmazsa?” sorularını akıllara yeniden getiriyor. Ancak artık gelinen noktadan geriye, tıpkı Kiki gibi, baktığınızda bir şeyleri az çok başardığımızı aklımıza getiriyor.
Evden ayrılıp, kendi başımıza yeni bir meydan okumaya atıldığımızda fark etmesek de artık ailemizle yaşadığımız hayat eskinin bir parçası oluyor. Aile evimiz, yatağımız, köyümüz ya da kentimiz… Çünkü artık yola çıkmışsınızdır bir kere ve geriye baktığımızda köyümüzü değil de yolda verdiğimiz mücadeleyi görüyoruz.
Kiki elbette ailesini özlüyor ancak artık içinde yaşadığı ettiği kentin, orada hikayeler biriktirdiği insanların bir parçası oluyor. Çünkü baktığımızda bize çok büyük gelen, zor gelen ne varsa hepsini o yeni kentte, artık bizim bir parçamız olan o yerde başardığımız aklımıza geliyor. Zaman zaman köyümüze dönsek de, büyük bir parçamız yaşadığımız yerlerde yeni mücadeleler için bizi çağırıyor.
Haydi, yola devam edelim Kiki…
Kiki’nin Cadı Kargosu – 1
Yazar: Eiko Kadono
Çeviri: Derya Akkuş Sakaue
Yayınevi: İthaki Yayınları
Tür: Roman/Edebiyat
Sayfa: 208
İlk Baskı Yılı: 2021