1. Madenci (Natsume Soseki / Jaguar Kitap)
“Burası cehenneme açılan kapıdır. Girebilecek misin?”
Madenci’nin isimsiz anlatıcısı, kafasında tehlikeli düşünceler ve ayağında hasır sandaletlerle ormanda yürürken, hiç tanımadığı Çozo’nun “İş lazım mı genç adam?” çağrısına kulak verir. Bu sese niye karşılık verdiğini pek anlayamaz aslında, neden sonra “Ne tuhaftır ki insan ruhu sonsuzluğa sürüklenmeye hazır da olsa, birisi seslenince hâlâ bir yerlere bağlı olduğunu fark ediveriyor,” diyerek açıklar bu durumu. Fakat tuhaflıklar bununla sınırlı kalmaz ve kendisini Çozo’nun ardından bakır madenine doğru giderken bulur. Tokyolu kibar bir ailenin iyi yetişmiş çocuğu, kir pas içindeki işçilerin yanında yaşamaya başlar artık. Ve sıra, maden ocağı ile tanışmaya gelir.
1908’de yayımlandığında, hem konu hem de anlatım tekniği açısından zamanının oldukça ilerisinde bir roman olan Madenci, birçok edebiyat tarihçisine göre Beckett ve Joyce’un modernist ve absürt ögelerini fazlasıyla barındıran bir yapıt. Modern Japon edebiyatının kurucusu kabul edilen Natsume Soseki’nin bu öncü romanını, Sinan Ceylan’ın Japonca aslından çevirisi ve Haruki Murakami’nin son sözü ile sunuyoruz.
“Natsume Soseki, Japonya’nın en büyük modern romancısıdır. […] Yüz yıldan fazla bir zaman önce yazılmış olan bu romanı, sanki bugün yazılmış gibi okuyabildiğimi bilmek ve bundan derinlemesine etkilenmek beni inanılmaz mutlu ediyor.” -Haruki Murakami
2. Yunankarası-Yunanistan’dan 11 Çağdaş Polisiye Öykü (Kolektif / İstos Kitap)
İlk örneği 1913 yılına tarihlenebilen Yunanistan polisiye edebiyatı ülkenin yaşadığı tüm tarihi dönemeçlerin tanığı olmuştur. Özellikle 1990’lı yıllardan itibaren yayımlanan polisiye eserlerin yazarları arasında siyaset dünyasının önemli isimleri, akademisyenler ve başarılı çevirmenler vardır. Eleştirel bakış açısıyla yazılan bu edebi eserler kurumların içinde bulunduğu ekonomik ve ahlaki kriz, iktidarın medyayı yönlendirme çabası gibi o zamana kadar Yunan edebiyatının tabu kabul ettiği siyasi ve sosyal hayata dair konuları işlemektedir.
Yunan polisiye yazarlarının eserleri böylece pek çok dile çevrilmiş ve dünya polisiye literatürü içinde yer edinmiştir. Ancak ne yazık ki Türkçe ve Türkiyeli okur bu yazarlarla tanışma şansına çok da erişememiştir.
İşte Yunankarası seçkisiyle, 11 Çağdaş Yunan polisiye yazarının sadece Türkiyeli okurlar için kaleme aldığı ve dünyada ilk kez Türkçede yayımlanan 11 öyküsünü sunarak, Yunan polisiye edebiyatının, Yunan edebiyatının polisiye dünyasının kapısını Türkçede bir nebze olsun aralamak arzusundayız.
İeronimos LYKARİS, Tefkros MİCHAİLİDİS, Marilena POLİTOPOULOU, Kostas KALFOPOULOS, Hilda PAPADİMİTRİOU, Thanos DRAGOUMİS, Andreas APOSTOLİDİS, Kostas MOUZOURAKİS, Filippos FİLİPPOU, Vassilis DANELLİS ve Neoklis GALANOPOULOS’un öyküleriyle Yunan polisiye edebiyatının gizem, suç, ceza, toplumsal tanıklık ve hafıza geçidi olan dünyasına hoş geldiniz!
3. Bu Kitabın Ortasında Duvar Var (Jon Agee / Domingo Yayınevi)
Duvar, kitabın bu tarafını öteki tarafından koruyor.
En azından minik şövalye böyle olduğunu düşünüyor.
Sence haklı mı?
Ünlü çocuk yazarı Jon Agee’den önyargılarımız üzerine büyülü bir kitap.
4. Evrenin Karanlığında Evrimin Işığı (Çağrı Mert Bakırcı / Ginko Bilim)
Evrime disiplinler arası bir bakış sunmayı amaçlayan Evrenin Karanlığında Evrimin Işığı, alanında uzman, güncel tartışmaları yakından takip eden genç bilim insanlarımızın kaleminden çıktı. Bir yandan, popüler bilimin sınırlarında kalan haberlere ve bilimde son gelişmeleri içeren araştırma sonuçlarına yer veriliyor; diğer yandan, okurları teknik verilere boğmamaya özen göstererek evrimsel biyolojinin matematiğine, teorisine, pratiğine ve daha nicesine, olabildiğince detaylı bir şekilde değiniliyor.
Evrenin Karanlığında Evrimin Işığı; evrimi giriş düzeyinde, güvenilir bir kaynaktan okumak ve kendisini evrimsel biyoloji konusunda geliştirmek isteyen, evrimin ışığında aydınlanan, modern bilime ilgi duyan herkese yazılmıştır. İyi okumalar.
Evrimin ne olduğunu ve detaylarını anladıktan sonra, yine de akılda bazı sorular kalmakta veyahut evrimin modern bilim içerisindeki rolünü küçümsemek için bilim karşıtları tarafından da sorulabilmekte: “Evrimi bilsek ne olur, bilmesek ne olur?”, “Evrimin bilime ne faydası var ki?” gibi birçok soru… İşte bu kitap, aklımıza takılı kalan birkaç temel ve önemli soruya cevap vermek amacıyla kaleme alındı. Çünkü bu soruların yanıtları, aynı zamanda evrimin bilim için neden vazgeçilmez olduğunu, hatta evrimin neden modern bilimin bütünleştirici harcı olduğunu anlamanızı sağlayacak. Dahası bu kitap, evrimin “Ne yani, insan maymundan mı geldi?” ya da “İnsan maymundan geldiyse, şimdiki maymunlar neden insan olmuyor?” gibi sorular ve bu sorulara dair tartışmalardan çok daha detaylı, çok daha geniş bir bilim sahası olduğunu okurlara göstermeyi amaçlamakta. Ancak kitap, bunun da ötesine geçmeyi başararak, evrimin diğer birçok bilim dalıyla yakından ilişkisini ve insanlığın bilgi birikimine katkılarını çok yönlü olarak anlatan bir kitaba evrimleşti. Okurlarının her bölümde farklı bir bilim dalını, bu dalın günümüzde yaptığı çalışmaları ve bunlardan elde edilen bulguların evrimle ilişkisini bizzat görebilecekleri bir esere dönüştü. Ülkemizden bu tip çalışmaların çıkıyor olması, evrimsel biyolojinin ve genel olarak modern bilimin Türkiye’de köklerinin sağlamlaştığının en net göstergelerinden birisidir.
5. Paradoksun Kısa Tarihi-Felsefe ve Aklın Labirentleri (Roy Sorensen / Alfa Yayıncılık)
Zamanın bir başlangıcı var mı? Hangisi önce geldi; tavuk mu, yumurta mı? Roy Sorensen paradoksların tarihini, eski Yunanlı filozoflardan ortaçağlara, oradan Aydınlanmaya ve yirminci-yüzyıla uzanarak, büyüleyici ve ufuk açıcı açıklamalarla sunuyor. Augustinus, “Tanrı dünyayı yaratmadan önce ne yapıyordu” diye sorduğunda, “Bu tür sorular soran insanlar için cehennemi hazırlıyordu” denmişti. Paradoksların Kısa Tarihi halk bilmecelerinden esinlenerek ilk metafiziksel sistemi oluşturan Anaksimandros’dan Lewis Carroll, Ludwig Wittgenstein ve W. V. Quine gibi düşünürlere kadar giden bir felsefe tarihidir.
“Paradokslar, büyük düşünürler tarafından yaratıldığından bu kitap aynı zamanda harika bir felsefeye giriş kitabı. Her düşünürün konuyu nasıl ele aldığını inceleyen Sorensen, Batı felsefesinin panoramasını çiziyor” –New York Sun
“En kapsamlı paradokslar kitabı.” –Library Thing Review
“Roy Sorensen paradoksal zihnimizin suyunu sıkıyor.” –Richard Marshall, 3: Am Magazine
6. Makine Olmak (Mark O’Connell / Domingo Yayınevi)
Bu kitap size Jules Verne’in fantastik yolculuklarını anımsatabilir ya da engin bir hayal gücünün ürünü gibi gelebilir. Sorun şu ki, değil. Phoenix Havaalanı’nın yakınındaki kriyonik muhafaza deposunda metal silindirlerin içinde, sonsuzluğa uyanmayı bekleyen ilk insan bedenleri bulunuyor. Ünlü mucit Ray Kurzweil sonsuzluğu yakalama umuduyla günde 100 adet hap yutuyor. Sayıları giderek büyüyen bir kalabalık, insanın ölümü yeneceğine inanıyor.
İnsanın biyolojik sınırlarını esnetme uğraşındaki transhümanizm hareketi altın çağını yaşıyor. Elon Musk’ın yapay zekâyı beynimize eklemleme, Google’ın yaşlanma sorunumuzu çözme hedefiyle biyoteknoloji yatırımları yaptığı bir dünyada ölümsüzlüğe oynamak artık eskisi kadar marjinal görülmüyor. Gazeteci Mark O’Connell, MAKİNE OLMAK’ta hareketin içine doğru büyüleyici –ve ürkütücü– bir keşfe çıkıyor. Laboratuvarlarına giriyor, siborga dönüşmek için ciltlerinin altına çipler yerleştiren bir biyo-hacker topluluğuyla bodrumlarında tanışıyor; buralarda insanı afallatan yeni teknolojik olasılıklar ve bunların yarattığı ahlaki ikilemlerle yüzleşiyor. Makine Olmak, insanın mümkün geleceğini –ve mümkünün sınırlarını– görebilmek için ufuk açıcı bir kitap.