Cumartesi Kitaplığı, Dünya Edebiyat Atlası dizisine iki yeni kitap daha ekledi. Irena Dousková’nın ‘Her Şey Nasıl Oldu’ adlı eseri Aslı Bülbül Candaş’ın çevirisiyle, Ayelet Gundar-Goshen’in ‘Bir Gece, Markoviç’ adlı eseri ise Tuğçe Togo’nun çevirisiyle raflarda yerini aldı.
Her Şey Nasıl Oldu (Irena Dousková)
Her Şey Nasıl Oldu bir çocuğun dünya algısıyla yetişkinlerinki arasında gerçekleşen bir yüzleşme.
Sık sık Bay S. Gururdu da acaba bir komünist mi diye merak ediyorum. Hakkında hep şiir dinletisi düzenlendiğine göre belki de öyleydi. Eğer öyleyse çok yazık olur, feci derecede hoş biri olduğunu düşünüyorum çünkü… Ve henüz S.Gururdu’nun gerçekte kim olduğunu bilmiyorum, okulda onunla ilgili hiçbir şey öğrenmedik. Winnetou gibi cesur bir Kızılderili olabilir, buna kanaat getirdim. ‘Ve S. Gururdu direndi ve yalan sözlerle ağzını ya da yüreğini lekelemedi.’ Ne de olsa böyle laflar büsbütün Kızılderili. Muhtemelen Julius Fucík ya da Maruška Kuderíková gibi biriydi ama ne fark ederdi ki. Kesinlikle bir kahramandı o. Ne zaman bir zorluk çeksem aklıma onu getiriyorum ve S. Gururdu’nun direndiği gibi direnmek zorundayım diyorum kendi kendime.
“Genç kahramanım Helena Soucková’nın hikâyesi siyasi hicivden ya da geçtiğimiz yüzyılın son yarısının panoramik bir incelemesinden çok, basit gündelik hayatlarımıza dair her şeyin bir yansıması… Düşüncem şuydu ki, kasvetli 1970’ler dönemindeki (Çekoslovya) bir çocuğun dünya algısıyla yetişkinlerinki arasında gerçekleşen bir yüzleşme, hepimizi söylemek isteyebileceğimizden çok daha fazla etkilemiş bir dönemin bütünüyle olağan bir portresinden çok, trajikomik halini bir yazar olarak sunmama fırsat verebilirdi.”
Irena Douskova ‘nın etkileyici romanı Her Şey Nasıl Oldu, 28 Ağustos tarihinden itibaren Cumartesi Kitaplığı etiketiyle raflarda!
Bir Gece, Markoviç (Ayelet Gundar-Goshen)
Ayalet Gundar – Goshen’nin 2012 yılında İsral’de Sapir ve 2016 yılında İtalya’da Adei-Wizo ödüllerine layık görülen etkileyici romanı Bir Gece Markoviç , 29 Ağustos tarihinden itibaren Cumartesi Kitaplığı etiketiyle raflarda!
“…Böyle insanların hiç yaşlanmayacaklarını düşünebilirsiniz. Hatta böyle isteyebilirsiniz. Zaman soluk ve yıkıcı ellerini uzattığında, hemen mitoloji yetişir imdada ve zamanın yarattığı hasarı önlemeye çalışır. Hayır olamaz, onlar olamaz! Onları yok edemezsiniz. Yaakov Markoviç son nefesine kadar aşkına ve günahına sadık kalacak. Aşk ve günah doğdukları ilk günkü tazeliğini koruyacak. Bella hayatında gördüğü en güzel kadın olmaya devam edecek ve Yaakov Markoviç’e olan öfkesi hiç azalmayacak. Zeev Feinberg ve Sonya yüksek sesle bağırmaya ve hatta daha da yüksek sesle sevmeye devam edecekler. Irgun komutan yardımcısı, günün birinde Irgun komutanı ya da ‘emekli komutan yardımcısı’ olmayacak, sonsuza kadar komutan yardımcısı kalacak… Her şeye rağmen devam ettiler ve yaşlandılar. Bu hemen olmadı. Asla hemen olmaz ve gücü tam da buradadır.”
Yaakov Markoviç’in belirsiz yüzü, Zeev Feinberg’in kadınlar arasında nam salmış bıyıkları, Rahel’ın perde yaptığı elbiseleri, Avraham’ın sinekleri bile ürküten satırı, Bella’nın yakılan şiirleri, Sonya’nın tenindeki portakal kokusu ve Irgun komutan yardımcısının tutkusu…
Ve elbette hepsi bu kadar değil.