Deniz Erbulak’ın polisiye-korku türünde ele aldığı Sırlar serisi Mezarlığın Sırrı ile başladı, Saksağan Yokuşu ile devam etti ve Karanlıkta Dolaşan ile sona eriyor.
Yağmuroluğu Mahallesi’nde yarasalar huzursuz, kan donduran söylentiler kulaktan kulağa yayılıyor. Terk edilmiş bir binayı mesken tutmuş bir gizem, Karanlıkta Dolaşan, ürpertici bir hikâyeden mi ibaret? Peki mahallenin altındaki dehlizlerden çıkagelen dehşet kimlerin hayatını değiştirecek?
O buzlu mart gecesinde, herkes sıcacık yatağındayken, yokuşlardan birinin dibinde, iki katlı bir evin kapısı gıcırdayarak açıldı. Soğuk bir rüzgâr açık kapıdan içeri girerken siyahlar giymiş bir adam da aynı kapıdan dışarı çıktı. Uzun, siyah paltosunun eteği uçuşurken karşıdaki sokakta gözden kayboldu. Adamın adımları o kadar hızlıydı ki havada süzülüyor gibiydi. Sipsivri burunlu parlak ayakkabılarının sesiyse hiç duyulmuyordu. Yürüdüğü sokak, büyük karanlık yüzlü bir binaya kadar dümdüz uzanmaktaydı. İki tarafta da eski apartmanlar sıralanmıştı. Hiçbirinde ışık yoktu. Çünkü saat gecenin üçüydü. Sokaktaki eski apartmanlar bittiğinde kasvetli taş bir meydana varılıyordu. İşte sokak tam burada sona eriyor ve o eski karanlık bina da tam burada yükseliyordu. Burası Meddah Çıkmazı’ydı.