Goethe Institut tarafından hazırlanan LiteraTür kapsamındaki ilk tema “Gelecek” ile bu sorulara, küratörlerimizin oluşturdukları çerçeveden yanıt aradık. Almanya’dan şair, gazeteci ve yazar Monika Rinck; Türkiye’den ise edebiyat eleştirmeni Doğuş Sarpkaya tema küratörlüğünü üstlendiler.
Bu çalışmada, “Gelecek dendiğinde aklımıza ne gelir?” ve “Edebiyat geleceğe nasıl yaklaşır?” gibi sorulara yanıt aranacak.
Çalışmanın küratörlerinden Monika Rinck tema kaleme aldığı “Geleceğe Bakış” başlıklı yazısında, “İnsanları bekleyen korkunç geleceği, “I’ve seen the future, baby, it is murder” (Geleceği gördüm, yavrum, tam bir cinayet) diye şarkıya döker Leonard Cohen ve böylece, genel belirsizliği müneccim bakışıyla ya da edebiyatla yorumlayan peygamberler, kâhinler, astrolologlar ve şairler silsilesindeki yerini alır.” ifadelerini kullandı.
Küratörlerden Doğuş Sarpkaya ise “Gelecek: Edebiyatın Kaçınılmaz Problemi” yazısında, “Gelecek konusu genellikle bilimkurgu, ütopik ya da karşı ütopik eserlerde ele alınıyormuş gibi görünse de aslında neredeyse tüm edebî eserlerin temel konularından biri olagelmiştir. Çünkü ister ideal bir geleceğin nasıl olacağı sorusuna cevap arasın, isterse olası geleceklerin tamamını karanlık olarak tasvir etsin, tüm anlatılar sonraki günlerin nasıl olacağına dair fikir vermeyi önüne koyar. Modern kurmacanın daha ortaya çıktığı anda yaşanılan zamanı tasvir ederken gelecek günlerin nasıl olması gerektiği sorusuna cevap aramasının nedeni de budur.” görüşünü belirtti.
LiteraTür kapsamındaki ilk tema “Gelecek” hakkında daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
(https://www.goethe.de/ins/tr/tr/kul/sup/lit/zuk.html)