Afife Jale; direnmenin, vazgeçmemenin adı. Yıllar sonra Afife Jale’yi böyle anıyoruz. Peki ya yaşadığı yıllarda nasıldı? Unutuldu, anımsanmadı, önemsenmedi. Hatırlanmamanın yükü öyle ağır geldi ki bir akıl hastanesine sığındı. Çünkü hatırlanmamak onun için ölümün diğer adıydı.
Osman Balcıgil, biyografik öğeler taşıyan romanında Afife’nin fırtınalı hayatını anlatıyor bize. Dedesinin önünde piyesler oynayan Afife, büyüyüp sahneye çıkmayı kafasına koyunca kovuluyor baba evinden. Muhakkak üzülmüştür elbet, ama yine de içindeki sanat aşkı için hayatındaki bütün evlerden kovulmayı göze alırdı bence.
Müslüman kadınların sahneye çıkmasının yasak olduğu bir dönemde sahneye çıkıyor. Ah o başına giren ağrı da polislerin tiyatroyu bastığı zaman oluyor ilk. Hiçbir şey geçirmiyor korkunç ağrıyı. Bir doktor, Afife’yi kendine bağlamak için morfin veriyor. Büyük oyuncu, sahnede devleşen o kadın bir morfinman oluyor. Hayatının aşkından bile vazgeçiyor morfin için.
“Bir tek” diyor, “Bir tek sahneye çıkmak kurtarabilir beni bu bataklıktan.” Olmuyor, olmuyor. Bütün mücadelesine karşın bir türlü tutunamıyor. O da tutmuyor zaten, bırakıyor kendini. Oysa bambaşka bir aşka kucak açıyor o sırada. En güzel besteler ona yapılıyor. Bu kitap sayesinde öğreniyorum rakının yanında söylemekten vazgeçmediğim şarkıların Afife’ye ithaf olduğunu. Tuhaf bir bağ kuruyorum. Bir sonraki kadeh muhakkak Afiye’ye!
Kimilerinin hoyratlığından, kimilerinin nankörlüğünden, kimilerinin fedakarlığından kaçmak için akıl hastanesine saklanıyor. Çok ses çıkarmazsa kimse onu fark etmez zannediyor. Sessizce yok olur sanıyor. Ama o sönük bile olsa bir yıldız. Mümkün mü kabuğunun altında çok yaşaması?
Gün geliyor, “Ben ölmedim, buradayım” diyor. O en güzel bestelerin sahibi Afiye’yi gördüğünde inanamıyor. Nasıl da çökmüş, nasıl da küçülmüş, Afife avuca sığabilecek kadar kalmış. Afife’den tam dört yıldır haber alınmayan yakınları koşuyor hastaneye, alıyorlar Afife’yi yanlarına. Kimseye yük olmamak için tekrar hastaneye dönüyor. 39 yaşında hayatını kaybediyor. Afife’nin tabutunu taşımak için dördüncü kişiyi arıyorlar.
Afife Jale bir devrimin, bir devinimin, mücadelenin ve başkaldırının adı. Çok sevmenin, tutkuyla bağlanmanın, aşkla yapmanın adı. Günümüzde kişisel gelişim kitaplarında beynimize kazılmaya çalışıldığı gibi istemek başarmanın yarısı değil. Çok istesen de her zaman her şeye sahip olamazsın. Ama inanıyorum ki Afife Jale tüm yaşadıklarını önceden bilse yine de ille de tiyatro, ille de sahne derdi!
Dilerim bir yerlerde her sene adına ödül verildiğini görüyordur.
Ve görüyorsa bizi onun için söyleyelim;
Şarkılar seni söyler, dillerde nâme adın
Aşk gibi, sevda gibi, huysuz ve tatlı kadın
En güzel günlerini demek bensiz yaşadın?
Aşk gibi, sevda gibi, huysuz ve tatlı kadın