İthaki Yayınları 20 Haziran’da yeni kitapları ile okurları buluşturacak. Neil Gaiman’ın Mezarlık Kitabı, Boris Vian’ın Yürek Söken, İlhami Sidar’ın Gitmediğim Bir Yerde, R.A. Salvatore’nin Charon’un Pençesi ve Son Eşik kitapları raflarda yerini alıyor.
Mezarlık Kitabı (Neil Gaiman)
Hugo En İyi Roman Ödülü
Locus En İyi Genç Yetişkin Ödülü
Newbery Medal Ödülü
Carnegie Medal Ödülü
“Gerçekten de, hayat canlıların elinde heba oluyor…”
Bod neredeyse normal bir çocuktu, neredeyse. Eğer bir mezarlıkta yaşamıyor, bütün ailesi ve arkadaşlarını ölüler oluşturmuyor, uzun ve sıkıcı derslerde matematikle tarih yerine gulyabani büyüleri ve fantastik yaratıkların dillerini öğrenmiyor olsaydı yani. Sonuçta, mezarlık onun eviydi, hayata gözlerini orada açmadıysa da hayatı öğrendiği yerdi. Ama zaman hızla geçti ve mezarlıkla dışarıdaki dünya arasında bir seçim yapması gereken vakit gelip çattı. Üstelik peşinde hayli gerçek, canlı bir tehdit bulunuyordu.
“Bir çocuğu büyütmek için koca bir mezarlık gerekir. Bu kitapta en keyif aldığım şey, Bod’un kendi güzel ve harap mezarlığında ölü ve canlı arkadaşlarıyla büyümesini görmekti. Mezarlık Kitabı, Neil Gaiman’ın bir başka şaşırtıcı ve harika eseri…” –Audrey Niffenegger
“Açıkçası, Mezarlık Kitabı, Neil Gaiman’ın şimdiye kadar yazdığı en iyi kitap. Kendisinin, büyüleyiciliği, cana yakınlığı, korkutuculuğu ve dehşeti tek bir fantezide toplamayı nasıl başardığını asla öğrenemeyeceğim ama ihtişam dolu bir iş çıkardığı kesin…” –Diana Wynne Jones
Yürek Söken (Boris Vian)
Otuz dokuz yıllık renkli ve verimli yaşamı boyunca romanlar, şiirler, şarkılar yazan, trompetten ve cazdan vazgeçmediği gibi oyunculuk, şarkıcılık, mucitlikten de geri kalmayan ve doğal bir oyunbozan olan Vian’ın meslek hayatında Fransız Standartları Enstitüsü’nü seçmiş olması belki de sanat dünyasının en parlak ironilerinden biridir. Dönemin diğer bazı isimleri gibi doğaçlama yaşayıp eser veren Vian bugün asıl olarak yazar kimliğiyle ve antimilitarist bakış açısıyla tanınıyor.
Vian’ın yazdığı son roman olan ve bir psikanalistin tuhaf bir köyde başına gelenleri anlatan Yürek Söken, yazarın en gerçeküstü eserlerinden biri. Kendi içindeki boşluğu, başkalarının duygularını “çalarak” doldurmak mümkün mü? Gittiği köyün –borçlarını para yerine başkalarının utançlarını sahiplenerek ödeyen insanlar gibi– garipliklerini kendi gariplikleriyle değiştirmeye başlayan psikanalistin bu soruya vereceği yanıt aşikâr. Ama karakterimiz “psikanaliz yapmak” ve “seks” arasındaki ayrımı bilmeyenleri tedavi etmeye uğraşadursun, Vian’ın bu son romanıyla kariyerine kusursuz bir nokta koyduğu da bir gerçek.
“Vian’ın alegorileri her okura uygun olmasa da üslubu şaşırtıcı biçimde yalın. İnsan zalimliğinin ve tutarsızlığının ilginç mantığına olan yaklaşımı ise Yürek Söken’i tek başına okunmaya değer kılıyor.” –Publisher’s Weekly
“Sistemin muzip bir hicvi olan Yürek Söken, muazzam detaylarla bezeli, sarsıcı bir roman.” –Kirkus
Charon’un Pençesi (R.A. Salvatore)
Drizzt Efsanesi 22
Dahlia Sin’felle intikam için Herzgo Alegni’yle bir kez daha yüzleşecektir. Drizzt akıl sır erdiremediği bu hesaplaşmaya tahammül edebilecek midir? İşler, Dahlia’ya yardım etmeyi teklif eden Entreri’nin de dahil olmasıyla giderek karışacaktır.
“İkinci yüzyılımın güneşi de battı ama yine de kendimi bataklık kumu üzerinde duruyormuş gibi hissediyorum. Menzoberazzan’dan ayrılırken kendimden ne kadar emindiysem, bugün de o kadar eminim. Pek çok açıdan böyle hissediyorum kendimi.”
Sok Eşik (R.A. Salvatore)
Drizzt Efsanesi 23
Türkçe’de ilk kez!
Drizzt’le arası giderek açılan Dahlia, Artemis Entreri’yle yakınlaşmaya devam etmektedir. Unutulmuş Diyarlar için en iyisini yapmaya kararlı olan Drizzt ise her zaman evi olarak bildiği Buzyeli Vadisi’ne doğru yola çıkacaktır. Yeni dostları onunla beraber gitmeyi seçecekler midir? Drizzt karanlıkla tek başına savaşabilecek midir?
“Menzoberranzan’dan ilk çıktığımda, karanlık ile aydınlık arasındaki çizgi ne kadar da belirgindi. Kaderimin önümde belli belirsiz uzanmasına rağmen, içim erdemli bir katiyetle doluydu. Yumruğumu bir kayaya indirip, ‘İşte dünya en iyi böyle döner. Bu doğrudur ve bu yanlıştır!’ diye büyük bir özgüven ve gönül rahatlığı ile yere göğe ilan edebilirdim.”
Gitmediğim Bir Yerde (İlhami Sidar)
İlhami Sidar, Gitmediğim Bir Yerde ile okura katmanlı bir okuma vadediyor. Dokusu bozulan kadim bir şehrin, güzellikleriyle zamana meydan okuyan mimari yapıların, ölümlerin ve bitmek bilmeyen çatışmaların arasında ayakta kalmaya çabalayan, entelektüel çevrenin ama en çok da sevgiyi arzulayan fakat bu arzuya karşılık bulamayan insanların hikâyesini anlatıyor.
Gitmediğim Bir Yerde; kışkırtıcı anlatımı, şiirsel dili, güçlü ve şaşırtıcı kurgusuyla edebiyatseverlerin sindire sindire okuyacağı, satır aralarında başka kitaplara ve yazarlara rastlayacağı sarsıcı bir roman.
“Günümüz insanı çok hızlı dalıyor günübirlik ilişkilere, neyi tükettiğinin farkında olmadan, duygularını, onu var eden nedenleri, aslında kendini tüketip durduğunun farkında olmadan. Baudelaire’in, sonsuzun tek bir anda geçicilikte var oluşu öngörüsünden uzak. Bir anın sonsuza dönüşebilmesi için, o anın içselleştirilerek anlam ötesi bir metafora tekabül etmesi gerek oysa. Her türlü tensel gerilimi içeren küçücük bir dokunuştan tutun Sadevari bir eğilimle bedenin her türlü aşağılanmaya maruz bırakıldığı cinsel sapkınlıklara kadar her şey, sürekli tüketilip kara bir delik tarafından yutulmakta ve sonra paylaşımlardan artakalan içi boşaltılmış ilişkiler, tecavüze uğramış devasa bir bedenin ayrı uzuvları gibi koca kozmosta dağılıp gitmekte.”