Hakan Özbek
Twitter: @gormoti
Varoluşçuluk ve absürdizm denince ilk akla gelen isimlerden biridir Albert Camus. Hayatında bir şeyler hep ters gitmişti Camus’un… Futbol sevdalısı bir yazardı, veremden kurtulup trafik kazasında öldü.
Camus en önemli yapıtı olarak kabul gören Yabancı adlı roman, 1942 yılında yayımlandı. Cezayir’de yaşayan bir Fransız olan ve hayata karşı genel bir kayıtsızlık içerisinde olan Meursault’un, bir rastlantı sonucunda bir Arap’ı öldürmesi ve kendisini ölüme götüren süreçteki düşünceleri kitabın konusudur.
Yabancı romanını okumaya başladığınızda Meursault’un kayıtsızlığını çok net bir şekilde görürsünüz ve kesinlikle onun başını belaya sokmasını beklemezsiniz. Ancak bazen işler ters gider. Meursault isimsiz bir Yabancı’dır. Umursamazlığı aşık olmamasına rağmen Marie’nin evlilik teklifine sıcak bakmasında görülür bazen, bazense düşünmeden kendi dışında gelişen bir olaya taraf olmasında.
Camus, Cezayir Üniversitesi’nin futbol takımının kalecisidir ancak vereme yakalanınca futboldan uzaklaşmak zorunda kalır. Yıllar sonra, 1950’li yıllarda bir spor dergisine yazdığı yazıda, “Ahlak ve insanın yükümlülükleri hakkında güvenebileceği ne biliyorsam onu futbola borçluyum” diyecektir. Hayatında bu kadar önemli yer tutan futboldan kopmasına rağmen çabalamayı bırakmaz.
Troçkist suçlamasıyla Fransız Komünist Partisi’nden atılır, Başkaldıran İnsan yapıtındaki fikirleri nedeniyle Jean Paul Satre ile yolları ayrılır, Diktatör Franco’nun yönetimindeki İspanya’nın UNESCO’ya kabul edilmesi ile buradaki çalışmalarını durdurur. Albert Camus ne olursa olsun hayatı bir yerinden yakalar, kendine alan açar.
Bu yönüyle Meursault onun bir yansımasıdır. Ölümü beklerken bile tek düşüncesi salt ölüm değildir.
Yabancı romanında “Herkes bilir ki, hayat yaşamak zahmetine değmeyen bir şeydir, aslında 30 ya da 70 yaşında ölmenin önemli olmadığını bilmez değildim, çünkü her iki halde de gayet tabii olarak başka erkekler ve kadınlar yine yaşayacaklar ve bu binlerce yıl devam edecektir (…) İnsan madem ki ölecektir, bunun nasıl ve nezaman olacağının önemi yoktur” diyen Camus, en absürt ölüm şekillerinden biri olduğunu söylediği araba kazasında yaşamını yitirdi.