Nedim Gürsel’in Covid-19 pandemisiyle başlayan ve bir türlü sonlanmayan yıkım günlerine ilişkin günlüklerinden oluşan Yıkım Günleri, Doğan Kitap’tan raflarda yerini aldı.
Yıkım Günleri
“Yazmak varoluşu, hayatı sorgulamaktır, hazır yanıtlar vermek değil. Bu nedenle salgın günlerine çok şey borçlu olduğumu düşünüyorum. Görünmez bir virüs hayatı, dolayısıyla ölümü de sorgulamama yol açtı.”
Hastalıkların, ölümlerin, karantinaların, yalnızlıkların, özlemlerin, boş kent sokaklarının, hüzünlerin doldurduğu dünya resmine bakıyor Nedim Gürsel. Ukrayna savaşıyla biraz daha yıkılıyor dünya. 6 Şubat Maraş depremi bir kez daha yaşamı ve ölümü sorgulatıyor. Ve yazar kaleminden hiç eksiltmediği o hüzünlü bilgelikle altüst olmuş bir dünyada okurlarına aklının, yüreğinin kapılarını açıyor. Yıkım Günleri’nden arda kalan birazcık umudu paylaşmak için.
“O berduş kılıklı adam bir anlatı kahramanı değil, geleceği haber veren bir kâhin, bir felaket habercisiydi. Bir değil, birçok felaket yaşadık, hâlâ da yaşıyoruz. Ama hayat sürüp gidiyor bir yandan. Bu dünyadan çekip gidenlere selam olsun, doğanlara merhaba!” “Geçmiş günler, bir daha bana dönmeyecek sevgililer horon tepmeye başlıyorlar zihnimde. Onlardan kurtuluş yok. Zaman, bilincime tünemiş bir yırtıcı kuş. Durmadan gagalıyor belleğimi.”