Neslihan Semiz’in, savaşı ve mülteciliğin zorluklarını anlattığı ilk romanı Said ve Shaya’nın ardından ikinci romanı Ters Lale Alfa Yayınları’ndan çıktı.
“Her çiçeğin bir öyküsü olduğu söylenir, her ailenin olduğu gibi,” diyen Semiz, geleneksellik ile modernlik arasında kalan, aklın ve duyguların çarpıştığı Moran ailesinin hikâyesini okumaya davet ediyor bizleri.
İkisi de hiçbir zaman birbirini sevememişti. Sadece birlikte yaşamayı kabullenmişlerdi. Tek çözüm buydu çünkü. Aysun kocasını, özgürlüğünü elinden alan, sevme hakkını, insan olma çabasını yok etmek için demir parmaklıkların öte yanında duran bir gardiyana benzetirdi. Sinan ise kilidi açacak anahtarları beline takmış şangırdatarak hiç konuşmadan kasılarak parmaklıkların önünde dolaşırdı. Ona bu gücü veren neydi? Onun erkek kendisinin kadın olması mıydı? Bunu belirleyen kimdi? Bu kafes hangi zihniyetin eseriydi ve ne işe yarıyordu? Babası mı suçluydu, Sinan mı, yoksa kendisi mi? Kimdi?
Arka kapaktan
Her çiçeğin bir öyküsü olduğu söylenir, her ailenin olduğu gibi. Denir ki laleler hüzne isyan ettiğinden boynunu büker. Aslında bir dik duruştur bu. Tüm çiçekler güneşe bakarken onlar bakmaz.
Moran ailesi bireyleri, geleneksellik ile modernlik arasındaki tereddütle, ahlaki değerlerin sorgulandığı, aklın ve duyguların çarpıştığı hikâyelerine boyunları bükük başlarlar.
Mehmet sanat sevgisiyle, Arda bilime olan tutkusuyla, ailenin kadınları ise kadın olmanın güçlükleriyle ataerkil bir yapıya ve maddeci bir dünyaya karşı savaş verirler. Yetiştiği toprak güneşe fazlasıyla muhtaçken lale yüzünü güneşten çevirse de yok olan değerler karşısında bir çıkmazda kalan kahramanlar, mücadeleleriyle yüzlerini güneşe dönecektir.
Neslihan Semiz hakkında
1975 yılında Ankara’da doğdu. 2001 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden (Mülkiye) mezun oldu. Üniversite yıllarından itibaren çeşitli edebiyat dergilerinde ve dijital mecralarda birçok şiiri ve öyküsü yayımlandı. 2015 yılında ilk öykü kitabı Zamansız Aşk, 2017 yılında ilk romanı Said ve Shaya yayımlandı.