Özlem Binel’in kaleme aldığı ve mistik bir aşkın anlatıldığı Sırbende İnkılâp Kitabevi tarafından yayımlandı.
Genç yaşında bir şeyhe gelin giden Feride, Osmanlı sarayında kuyumcu başının oğlu olan Eşref’in saraydan ayrılıp Bursa’da bir dergâha kendini adaması ve Şeyh Nafiz’in kesişmeye mahkûm yollarının anlatıldığı Sırbende, yazar Özlem Binel’in akıcı anlatımı ile okuyucuyu gizem dolu, tutkulu bir aşk öyküsü ile buluşturuyor.
Sırlara inananların, ney sesindeki büyüyü hissedenlerin, aşkın karşılıksız olabileceğini düşünenlerin, saygı ve onuru önemseyenlerin, kadere inananların kendilerini bulacakları Sırbende, kurtuluş savaşı yıllarında yaşanan ve özlenen aşkın anlatıldığı etkileyici bir roman…
Özlem Binel
Özüm Özlem…
Geçmişim sevdalı.
Şimdiden umutluyum.
Gelecek bilinmez.
Samsun’da tamamladım, ilk-orta-lise öğrenimimi. Üniversite için doğduğum şehre Ankara’ya döndüm. Hangi sokakta oturduğum, hangi esvaba büründüğüm, hangi unvanla ne görevler yaptığım yok.
Var olmasını dilediğim tek şey aşk.
Ben sadece ışığı seçtim.
“Sen yaz” dediler, yazarken mevsim hep yaz oldu.
El benim elim ama yazdıran başkaydı bildim.
Şükrettim bana lütfedilenler için.
Bir şarkıları sevdim; makamların dilini bir de kelimelere tutundum; anlar, anılar biriktirdim.
Yaşarken yandım, yanarken hamdım, olur muyum bilmem.
Hecelerle tanıştığım günden bu yana yazdım ve yirmi dokuz harfle sınırlı olduğuma hiç inanmadım.
Özüm Özlem…
Geçmişim bu.
Kalemimi; diplomalarla, ödüllerle, teşekkürlerle süslemeye-sunmaya utanırım.
Bir içimdeki ateş biline, bir yangınım tanına yeter, derim. Ve alacağım her nefeste “Ya Latif” demeyi borç bilirim.
Sırbende
Masal ülkeleri düşleyenlere, gerçek aşkın varlığına inananlara,
“Sır” denince lal olup ömürlük bilenlere,
Yaraların güçlendirdiği kadınlara, yara açmayan adamlara,
Emanetim size, demek için yazıldı.
Büyüden korkmayanlara, büyülendikçe büyüyenlere,
Rüya ile gerçeği, hayal ile hayatı bir arada yaşayanlara,
Aşktan yananlara, aşka küsenlere, ömrü hiç gibi geçenlere,
Deva olsun, derman olsun, diye yazıldı.
Aşk olsun; okuyana
büyüsü bulaşsın,
esrarını kendinde bulsun, demek için yazıldı.