Pegasus Yayınları kitapseverleri yeni kitaplarla buluşturmaya devam ediyor. Potter Style’ın ‘Sevgiliyle Her Güne Bir Soru’, Donna Tartt’ın ‘Gizli Tarih’, Dr. David Perlmutter ve Kristin Loberg’in ‘Beyin ve Bağırsak’, Fiona Barton’un ‘Çocuk’, Joe Vitale ve Daniel Barret’in ‘Hatırlama Süreci’, James Altucher ve Claudia Azula Altucher’in ‘Hayır Demenin Gücü’, Jonas Jonasson’un ‘Tetikçi Anders ve Her Şeyin Anlamı’ ile Laura Ruby’nin ‘Kraliçe Arı’ kitapları Pegasus Yayınları etiketiyle raflarda yerini alıyor.
Sevgiliyle Her Güne Bir Soru
Bu günlük bir çiftin, ilişkilerinin zaman kapsülünü kolaylıkla yaratabilmesi için tasarlandı. Her günün sayfasını açıp sorulara birkaç dakikanızı ayırmanız yeterli. Tek bir cümle bile birlikte geçirdiğiniz yaşamın güzel bir anını ölümsüzleştirmeye yetecektir. Yıllar geçtikçe cevaplarınızdaki benzerlikleri, farklılıkları ve değişimi göreceksiniz.
Gizli Tarih
Richard Papen büyük hayallerle geldiği üniversitede Antik Yunanca profesörünün ve onun özenle seçilmiş öğrencilerinin cazibesine kapılıp bir şekilde aralarına girmeyi başarır. Fakat içlerine girdikçe bu cazibenin altında karanlık bir şeylerin yattığını fark eder.
Antik Yunan felsefesinden, kültüründen ve mitolojisinden etkilenen gençlerin başına, gerçekleştirdikleri bir ayin sırasında korkunç bir olay gelir. Etik ve ahlak sınırlarının aşıldığı, masum ile suçlunun birbirine karıştığı ve hatta işlerin cinayete kadar varabileceği bir karmaşanın içinde bulurlar kendilerini. Gerçek dünyaya döndüklerindeyse artık saklamak zorunda oldukları büyük bir sır ve omuzlarında hayatları boyunca taşıyacakları bir yük vardır.
Beyin ve Bağırsak
Otizm, demans, multipl skleroz, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi hastalıklar çağımızın “salgını” haline geldi. Bunların görülme oranının hızla artıyor olması, kesin bir tedavi yöntemi bulunamaması sebebiyle ciddi bir tedirginlik yarattı. Ancak artık bu sorunları çözebilecek bir tıp devriminin eşiğindeyiz: Bu devrime liderlik eden Dr. David Perlmutter, Beyin ve Bağırsak’ta mikrobiyomunuzun (vücudunuzdaki bakteri topluluğunun) beyninizin sağlık durumunu ciddi anlamda etkilediğini ortaya koyuyor. Doğum anından itibaren bağırsaklarınızda olup bitenler herhangi bir beyin rahatsızlığı konusunda risk altında olup olmayacağınızı belirleyebiliyor!
Bu konuda daha çok yol katedilmesi gerekiyor olsa da bu ciddi tabloya iyimser ve çözüm odaklı bakan Dr. David Perlmutter, bu hastalıkların sebebini bağırsak-beyin bağlantısı üzerinden açıklamakla kalmıyor, aynı zamanda bağırsak bakterilerinizi yeniden dengelemenizi ve beyninizi daha sağlıklı kılmanızı sağlayacak probiyotik ve prebiyotik odaklı bir beslenme programı öneriyor.
Beyin ve Bağırsak’la bedeninizi daha iyi tanıyın, sağlığınızın rotasını kendiniz çizin ve böylece yeni bir devir başlasın…
Çocuk
Sırlar çok büyük bir güce sahiptir. Onlar karşısında duyduğumuz korku dayanılmazdır çünkü bize birbirimizi ne kadar az tanıdığımızı gösterirler.
Bazı sırlarınsa her şeyi yerle bir etme tehlikesi vardır. Bir inşaat alanında gömülü bulunan bir bebek iskeleti gibi… Başta bir yerel gazetede küçük bir sütun halinde yer alan bu haber, birbirini hiç tanımayan üç kadın için her şeyi değiştirecektir.
Kadınlardan biri için bu haber, başına gelen en kötü şeyin hatırlatıcısı, diğeri için en karanlık sırrının açığa çıkma ihtimali, üçüncüsü içinse gerçeği öğrenme yolculuğunun başlangıç noktasıdır. Çocuğun hikâyesi artık dile getirilecektir.
Peki kimdir bu çocuk? Başına ne gelmiştir? Cesedi neden saklanmıştır? Ve bu olaydan başka kimin haberi vardır?
Dul romanıyla çıkış yapan Fiona Barton yeni bir gerilimle karşımızda. Ayrıca yazarın ilk romanından tanıdığımız gazeteci Kate Waters’la yeniden karşılaşıyoruz.
Hatırlama Süreci
“Hatırlama Süreci” adlı yeni yöntemle tüm bu sorunların ve daha fazlasının üstesinden gelebilirsiniz. Hatırlama Süreci yeni bir şeyler yaratmak, üretmek, kendini geliştirmek, sorunları çözmek (ve daha fazlası) için herkesin kolaylıkla uygulayabileceği bir yöntem. Bu süreç, tüm New Age ve kişisel gelişim tekniklerinin ötesine geçerek geleceğe dokunmanın sadece olanak dâhilinde olmadığını, aslında her an onunla iletişim halinde olduğumuzu kanıtlıyor.
Bu yeniliklerle dolu kitap arzu ve hedeflerinizi gelecekte olmuş gibi “hatırlayarak” onlara nasıl ulaşabileceğinizi anlatıyor. Siz de Zero Limit ve The Key gibi çoksatan kitaplara imza atmış Joe Vitale ve ödüllü müzisyen Daniel Barrett’la bu özgürleştirici ve pratik tekniği keşfedin ve geleceğinizi yaratmaya bugünden başlayın!
Hayır Demenin Gücü
Kaç kez sıkboğaz edici ricalar, kötü ilişkiler, zaman alan zorunluluklar gibi yanlış şeylere EVET derken buldunuz kendinizi? Kaç kez bunları geri çevirme gücüne sahip olmayı dilediniz? İşte bu akıcı ve pratik rehber bu gücü elde etmenize yardımcı olacak ve uygun zamanda söylenen bir “HAYIR”ın yalnızca zaman kaybına engel olarak sizi sıkıntılardan korumadığını, aynı zamanda hayatınızı kurtarabileceğini gösterecek.
James Altucher ve Claudia Azula Altucher sizi inciten herhangi bir şeye, artık işinize yaramayan standartlara, yaratıcılığınızı ve ifade özgürlüğünüzü kısıtlayan insanlara, gerçek karakterinize ters düşen inanışlara hayır deme hakkınız olduğunu okurlarından ve öğrencilerinden aldıkları geri bildirimlerin yanı sıra kendi yaşam öykülerinden de örnekler sunarak gözler önüne seriyor.
Yazarlara göre HAYIR demek bir şey, Hayır Demenin Gücüne sahip olmak başka bir şey. Bu güce sahip olduğunuzda hem kendiniz hem de etrafınızdaki insanlar için neyin iyi olacağını daha iyi sezecek ve kendinizi çok daha iyi anlayacaksınız. İşte o zaman hayatınıza fırsatlar, bereket ve sevgi getirecek gerçekten güçlü bir EVET deme özgürlüğüne kavuşmuş olacaksınız.
Tetikçi Anders ve Her Şeyin Anlamı
Roman üç kahramanın sıra dışı birlikteliğine odaklanıyor; üç defa hapse girip çıkan Tetikçi Anders’in tek istediği bir daha hapse girmemektir. Bu yüzden adam öldürmeye son vermiştir ve yalnızca kemik kırma, adam korkutma gibi “küçük” işlerle ilgilenmektedir. Bir yandan da yeniden cinayet işlememek için alkolden ve uyuşturucudan uzak durmaya çalışmaktadır. Bir gün Tanrı’ya inanmayan bir kadın rahip olan Johanna Kjellander ve bir genelevden otele dönüştürülmüş Sea Point Oteli’nin resepsiyonisti Per Persson’la tanışınca hayatı farklı bir yola girer. Üçü de hayata bir yerinden tutunmaya çabalamaktadır ve fakirliklerine son vermek için kalıcı bir çözüm arar. Sonunda Tetikçi Anders’in insanları korkutma konusundaki doğal yeteneğine Johanna’nın laf cambazlığı ve Per’in insanlarla iletişim becerisi eklenince istedikleri şeyi başarmaları önünde hiçbir engel olamaz gibi görünmektedir. Zaten üçlü çok başarılı olur, ta ki Tetikçi Anders, İsa’yla tanışıp kazandıkları tüm parayı bağışlamak isteyene kadar. Eski sefil hayatlarına geri dönmek istemeyen resepsiyonist ve rahip ise parayı ellerinde tutmak için bir an önce bir çare bulmak zorundadır.
Yüz Yaşında Camdan Atlayıp Kaybolan Adam’ın uluslararası başarısının ardından Jonas Jonasson bu sefer de dünya çapında on milyonu bulan okuyucusunu hayal kırıklığına uğratmayacak komik, absürt ve tuhaf bir romanla yeniden karşınızda.
Kraliçe Arı
Kasaba halkı Finn’e pek çok şekilde seslenirdi ama hiçbiri kendi ismi değildi. Küçükken ona Uzaylı derlerdi. Şaşkın. Aysurat. Biraz büyüyünce Tatlı Çocuk dediler. Yalnızgezer. Kardeş. Ahbap.
Fakat ona nasıl seslenirlerse seslensinler, şefkatli bir sesleniş olurdu bu. Onu da herkes kadar iyi tanırlardı. İhtiyar Charlie’nin, tavuklarını torun çocuklarına yeğlediğini ve kimi zaman evde kalmalarına izin verdiğini (çocukların değil, tavukların) bildikleri gibi bilirlerdi onu. Cordero ailesinin buzdolabına dadanmaktan hoşlanan hayaleti bildikleri gibi. Arıcının çirkin kızı Priscilla’nın tüm arılarınkinden sivri bir iğnesi olduğunu bildikleri gibi. Kasabada insanların arkalarında sadece hikâyelerini bırakarak gittikleri, yok oldukları uçurumların bulunduğunu bildikleri gibi.
Fakat sonunda Finn’in acayip yüz ifadelerinin, dikkat dağınıklığının haklı bir nedeni olduğunu fark ettiler. Hiç kimsenin gözünün içine bakmamasının haklı bir nedeni olduğunu.
Ne var ki o zaman çok geç olmuş, en çok sevdikleri ve en az tanıdıkları kız gitmişti…