Özge Ülger
Twitter: @zgeulger
‘Benim hakkımda ne düşünüyor?’ Pek çoğumuz, zaman zaman başkalarının bizimle ilgili ne düşündüğünü sorgularız. Peki ya biz kendimizi başkalarının gördüğü gözle görüp değerlendirebilir miyiz? Küçücük bir his veya bir olay yıllardır tanıdığımız eşimizi, dostumuzu yargılamamıza neden oluyorken, kendimizi tanıdığımızdan nasıl emin olabiliriz?
Varoluş ve kimlik üzerine yazdığı kitaplarıyla tanınan Luigi Pirandello, Nobel Ödülü’ne layık görülen Biri Hiçbiri Binlercesi’nde eğik bir buruna sahip olduğunu karısının sözleriyle fark eden Vitangelo Moscarda’nın kendisiyle yüzleşme aşamalarını mizahi bir şekilde anlatıyor. ‘O güne’ kadar her şeyiyle yolunda giden bir hayatı olan Moscarda, sadece içerisinde bulunduğu anı ve kişiliğini değil; geçmişini, çok sevdiği karısını, ilişkilerini, hatta artık hayatta olmayan babasını da sorguluyor… Tüm sorgulama sürecinin sonunda bambaşka bir karakterle karşımıza dikilen o kahraman bize şu soruyu sorar: İnsan bir midir, hiç midir yoksa binlerce midir?
Kitaptan
“An be an ölüyor ve hemen ardından yeniden ve hiçbir anıya sahip olmadan doğuyorum. Yaşıyorum, üstelik de bütünlüğümden bir şey kaybetmeden; fakat kendi içimde değil, dışarıdaki her şeyin içindeyim artık.”
“Öyle ya, ne ben kendimi sizin bana verdiğiniz biçimde ne de siz kendinizi benim size verdiğim biçimde tanıyabilirsiniz; hiçbir şey, herkes için aynı olamaz; herşey, herbirimiz için sürekli değişebilir ve nitekim değişmektedir de…”