Hakan Özbek
Twitter: @gormoti
Levent Tülek geçtiğimiz aylarda ilk öykü kitabı Pitbull ile okur karşısında çıktı. Kuzguncuk’ta Nail Kitabevi’nde “Kelimeler: Sahnede mi, sayfada mı?” başlıklı söyleşide kitabını kendi ağzından dinleme fırsatı bulduğumda çok etkilenmiştim Tülek’ten. Bu durum hayliyle bir beklenti de yarattı bende. Büyük bir heyecanla okudum kitabı ve beklentilerimi de karşıladı açıkçası.
Kitabın adının Pitbull olmasının insanların da giderek pitbullar gibi yapaylaşmasına bağlayan Tülek, hayatla derdi olduğunu, her şeyin birbirine benzemeye başladığını ve bunun kendisini endişelendirdiğini ifade etmişti söyleşisinde. Kitabı okumaya başladığınızda hemen bu endişeler gözünüze çarpıyor. Hani kitaba adını veren ilk öyküsünde, “Elinizdeki kitap sizi ısırmıyorsa bilin ki edebiyat sayesindedir” diyor ya yazar, yanlış. Bu kitap okuduğunuzda sizi fazlasıyla ısırıyor.
Kitabı okumaya başlamadan önce sakın Levent Tülek’in öykücülüğünü hafife almayın. Baştan söylemek gerekli, Tülek zaten aynı zamanda bir tiyatro yazarı, diğer taraftan geçmişinde öykü ödülü kazanmışlığı da var. Bu kitabına yansımış durumda. Okurken size ilk öykü kitabını yazan bir yazar hissiyatı vermiyor. Korkmadan okuyabilir, en kısa sürede deneyebilir, dikkatli olmazsanız büyük keyif alabilirsiniz.
Pitbull kitabı 14 öyküden oluşuyor ve bu öykülerde dikkat ederseniz bir köpeğin sürekli ortalarda gezindiğini göreceksiniz. Bu köpekler bazen doğrudan olaylara etki ederken, bazense sadece varlar. Tıpkı sizler, bizler ya da başkaları gibi. Bizler de her zaman kontrolün bizde olmasını istemez miyiz? Ancak her zaman hikayenin tam orta yerinde olamıyoruz, bazen sadece bir izleyici olarak varız. Bir de hiç olmadığımız hikayeler var.
Pitbull’da kendinizi mutlaka kahramanların yerine koyun. Anlamlandıramadığınız durumlarda sadece güdülerinizi kullanın.
Öykülerde okuyucuyu bekleyen sürprizler fazlasıyla var. Yani her an beklemediğiniz şeyler olabilir. Ancak bazen de tam da beklediğiniz şeylere hazır olun, eğer bu durumlarda bir sürpriz bekliyorsanız olmadığını görmek de iyi bir sürpriz olacaktır sanırım. Levent Tülek kitabında çevrenizde gördüğünüz her şeyin görmediğiniz taraflarını yüzünüze vuruyor. Yani siz bir şekilde yaşayıp gidiyorsunuz ancak okudukça sıra dışı bir şeylerin de olduğunu görüyorsunuz.
Bir köpeğin, robotun ya da herhangi birinin gözünden, her gün yürüyüp geçtiğiniz yerlerden tekrar geçeceksiniz bu kitapta.
Pitbull beni genel olarak etkiledi ancak en çok etkileyen öyküler Pitbull, Hiç Yoktan Bir Gün Daha, Bebek Odası, Atti ve Flu oldu. Kitabı okumak için zaman kaybetmenize gerek yok. Bir çırpıda okuyabilir, sancılarını çekebilir, ardından heyecanla Levent Tülek’ten yeni öyküler bekleyebilirsiniz.