Hakan Özbek
Twitter: Gormoti
Hepimiz gündelik hayatlarımızda bizi şaşırtacak, güldürecek, biraz da alaya alacak pek çok şeyle karşılaşıyoruz. Kendi içimizde bu durumları değerlendirirken, eğleniyor, gülüyor ya da öfkelenebiliyoruz. Bizi şaşırtacak şeylerle hemen her yerde karşılaşsak da ağırlıklı olarak bürokrasinin uygulandığı alanlarda bu durumları daha fazla görüyor ve basit olaylar içinden çıkılmayacak hale gelebiliyor. Çok basit bir evrak için bile epeyce uğraşmamız gerekebiliyor mesela.
Trajikomik olayların sadece Türkiye’ye has bir durum olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Evet, içinde yaşanılan toplumu gözlemlemek daha kolay olduğundan dolayı olumsuzluklar bizleri daha fazla rahatsız ediyor olabilir ancak aslında pek çok yerde size anlamsız gelecek şeyleri görmeniz mümkün. Bunun en güzel örneklerinden birini Umberto Eco bize başta İtalya olmak üzere, ziyaret ettiği ülkeler üzerinden gösteriyor. Bizler Eco’yu genellikle felsefe ağırlıklı denemelerinden ve tarihi olaylar üzerinden işlenmiş eşsiz romanlarıyla tanıyoruz ancak bu kitap onun aynı zamanda çok iyi bir gözlemci ve parodi yazarı olduğunu da fark etmemizi sağlıyor.
Kendi döneminde dünyanın sayılı entellektüelleri arasında gösterilen Eco, Somon Balığıyla Yolculuk kitabında yer alan yazılarının büyük kısmını parodi yazırları olarak kaleme alsa da, salt eğlence ya da eleştiri amacıyla yazdığı yazıları da bu kitapta okumak mümkün.
Kitapta Umberto Eco’nun kırk yazısı yer alıyor. İlk yazı kitaba da adını veren Somon Balığıyla Yolculuk. Bu yazıda Eco, Stocholm’den aldığı bir somon balığıyla İngiltere gider ve Londra’nın lüks otellerinden birinde başına yaşandığında sinir bozucu, okurken oldukça eğlenceli olaylar gelir. Benim olayları Türkiye ile en çok bağdaştırdığım yazı ise “Kaybolan Sürücü Belgesinin Yenisi Nasıl Çıkarılır” yazısı oldu. Yine “Futboldan Söz Etmemenin Yolları”, “Tanıdık Yüzler Görünce Nasıl Tepki Verilir”, “Taksi Sürücüsünden Nasıl Faydalanılır”, “Kullanım Kılavuzu Nasıl Kullanılır” ve “Bir Sanat Kataloğuna Önsöz Nasıl Yazılır” adlı yazılar da hem bizden bir şeyler bulduğum hem de çok eğlendiğim yazılar oldu.
Somon Balığıyla Yolculuk’ta yer alan her yazının başlığı içeriğiyle ilgili ipucu veriyor ancak okuduğunuzda beklemediğiniz ancak yaşadığınız ya da çevrenizde karşılaştığınız durumları bir kez daha eğlenerek okumanızı sağlıyor. Kendinizden bir şeyler bulmak da okumayı mutlaka daha keyifli hale getirecektir.
Bu kitap için şahsım adına; kitabı bizlerle buluşturan Can Yayınları’na, kusursuz çevirisiyle İlknur Özdemir’e ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Son olarak;
Somon Balığıyla Yolculuk kitabının Türkiye’de ilk baskısı Can Yayınları tarafından 1997 yılında yaptı ancak, bugün tekrar baskılarını okumanız mümkün. Can Yayınları’nın yeni tasarımları bir kesim tarafından eleştirilse de bence gayet göze hoş gelen tasarımlar yapıyorlar. Bana en keyifli gelen kitap kapağı ise bu kitaba ait. Burada Lom Creative’den Utku Lomlu’nun hakkını da fazlasıyla vermemiz gerekiyor.